Arkadaşım Mehmet’le Sevdiği kız hakkında sohbetimizi paylaşacağım sizinle…
Leydi – Mehmet, şu sır gibi sakladığın sevdiğin kızı anlatsana! Hiç tanıştırmıyorsun?
Mehmet- Kimse bilmiyor, sadece sana söyledim… Şist duymasınlar… Sevgili değiliz henüz daha ciddi değilim… Herkes bilmesin o bana özel biri… Saf ve Temiz sadece, kalbim de farklı bir yere sahip o kadar…
Leydi- Kısaca eğleniyorsun yani… Nerede tanıştınız, ben niye tanımıyorum?
Mehmet- Geçen gece sahilde oturuyordum, denize olta attım… O da oltaya geldi hepsi bu…
Leydi- Ne şanslısın… Denizkızı tuttun yani…
Mehmet- Ama çok güzeldi görmen lazım, Önce diz tarafından aşağısını kestim. İki bacak yaptım…
Leydi- Denizkızı istemiyorsun o zaman… Aslını değiştirmen iyi bir şey değil ki…
Mehmet – Çok beğendim, insana benze dedim. Evimin tavan arasına yastık, yorgan, döşek koydum. Onu orda saklıyorum. Canım balık ve insan tarzı bir şey çekerse… Yatıyorum yanına…
Leydi - Bak doğasını bozma, ölür sonra… Ayrıca kötü kokmuyor mu?
Mehmet -Güzel kokuyor ama iştahımı açıyor kokusu, bazen ısırıyorum: - )
Leydi - Yemek istiyorsun, afiyet olsun sana…
Mehmet - Gözleri çok güzel, mübareğin…
Leydi- Yeşil mi?
Mehmet –Karışık, yeşil en ortasında halka gibi… Ama bak sakın, bunlar sır olsun aramızda…
Leydi - Olur söylemem, korkma… Sır aramızda : -)
Mehmet - Ondan bir levrek bir palamut bekliyorum ilerde! Bir karnı var deme gitsin, göbek yok…
Kemik mi var kılçık mı bilmem ama çok güzel, insan gibi…
Leydi- Çirkin denizkızı yoktur zaten tuz güzeli onlar… Anlatsana biraz daha çok merak ettim şu kızı…
Mehmet - Yaptığım bacaklar hiç yakışmadı, hep battaniyeyle kapalı o yüzden
Ama şimdi yürümek istiyor, yalvarıyor…
Leydi - Ya kaçarsa…
Mehmet - Beni seviyor artık kaçamaz, bağladım kendime… Hem bana geçen günlerini anlattı. Tahammül edemedim meğerse o da küçük balıkları yiyip besleniyormuş. Ben de geçen gece bir spagetti yaptım buna bir de mangal, çay da istiyor şimdi akşamları… İyice alıştı bana, yemeklerime… Bir de rakı hazırlarsam oh…
Leydi - Bak ya sarhoş olursa, ayrıca sen içmezsin ki... Keyfine düşkünmüş hem, işin var senin bu kızla…
Mehmet - İsteğini kırmazdım içerdim ama sarhoş olursam onu dilim dilim kesmekten korkuyorum!
Öyle tatlı ki, dayanamam…
Kitap okuyor meraklı, her şeyi soruyor, geçen okuduğu kitaptan sordu.
Rakı ne demek? Dedi. Sus rakı deme bana dedim. İlk defa küfrettim ona o zaman
O da tekrar sordu. Küfrün anlamını…
Leydi - Sana da iş çıkmış, bir şey de bilmiyor…
Mehmet - Nasıl anlatsam, zor dedim... En iyisi duymamış ol dedim…
Leyla kız bunları masal yapma!
Aramızda kalsın, kimse duymasın duyarsa…
Leydi - Yok canım, hiç olur mu? Sır bunlar… Masal yapmazdım zaten, daha iyi bir fikrim var…
Mehmet - Rezil olurum aman sakın!
Leydi- Aman sır dedim ya… Hadi durma anlat! Yoksa ona âşık mı oldun?
Mehmet – Yok ne aşkı, sadece insani duygularımı tatmin ediyorum!
Leydi - Erkeklerin diğer yüzü diyelim ama Pek bağlısın…
Mehmet- Konuşacak birini arıyordum. Yalnızdım o dek geldi ayrıca ne güzel sorunsuz işte... Denize gitmek istemiyor, gezmek istemiyor, hediye istemiyor, sevgililer günü bilmiyor, özel bir ihtiyacı yok...
Leydi - Nasıl da çıkarlarına uygunmuş sevdiğin kız masrafsız... Tam senlik, neredeyse su bile içmeyecek yani...
Mehmet- Suyu sevmiyor.. içmiyor, görmek bile istemiyor ama ayrana bayılıyor!
Evdekiler her gün bu kadar ayranı nasıl içiyorsun diye sormaya başladılar.
Leydi- Şişman mı?
Mehmet- Zayıf, kılçıkları sayılıyor ya da kemiği, canım hala ne var bilmiyorum…
Leydi- Hazine gibi bir şey gelmiş, kıymetini bil bak…
Mehmet - Bileceğim de hazineye tam malik olamadım! Bazı şeyleri yok gibi! Ne bileyim, kalbi de yok sanırım. Öyle ağlamıyor, çok dövdüm geçen ağlar mı diye? Dövdükçe gülüyordu... Ben de daha çok dövdüm…
Leydi -Şiddet yok, hele doğadan bir canlıya… Hiç yakıştıramadım… Galiba sen sözlerinle dövdün zavallı kızı…
Mehmet – Ama sonra o da bana vurdu, ne güzel anlaşıyoruz değil mi?.... yani böyle dedi bana…
Leydi -Sen ne kadar eziyet etsen de, öldüremedin sanırım onu, at denize gitsin... Kalbi de yokmuş madem...
Mehmet – Yok, o benim her şeyim. Bir palamudumuz, birde bir levrek bekliyorum ondan…
Sonra derin dondurucuya koyarım, ailecek yeriz…
Leydi – Adı neydi? Sen koydun sanırım…
Mehmet – Zıpçıktı, ben koydum… Her şeye girer sorar senin gibi… Sana niye anlatıyorum ki bunları… Şimdi birine söylesen İnsan hakları, hayvan hakları, gotic hakları, mutant hakları başıma üşüşecek.
Leydi- Sen çok seviyorsun sanırım denizkızını yani, dayanamadın arkadaşınla paylaştın işte… ama yaptıkların acı veriyordur kıza iyi düşün... Öncelikle Aşkın sevgili hakları diye bir şeyi var değil mi?
Mehmet- Yazma, anlatma sakın… Huzurumu bozma, sır bunlar… ayrıca tam sevgili değiliz henüz...
Leydi- Olmaz yazmam lazım, Anlatacağım şiddetini görsün herkes! Böyle gidersen sevgili falan olmaz sana tabi...
Mehmet – Kızdım bak, gidiyorum ben o zaman…
Leydi –Nereye?
Mehmet- Çatıya gidiyorum : - ) Öpeyim kızımı… Bittin sen denizkızı!
Leydi- Bana bak ... Öyle her kıza olta atma, Denizkızı sanmasın kendini sonra :-)
“ Bu söyleşinin sonunda ne anlıyoruz. İki kişinin bildiği neymiş... Tabiki sır değilmiş değil mi?
Sizin bu sohbetten başka anladıklarınız varsa paylaşabilirsiniz benimle…
Korkmayın sır olur aramızda… :-)”
28.01.2012
İbrahim ArslanKayıt Tarihi : 25.4.2018 14:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Leyla'ya yani Bengü arkadaşıma teşekkürlerimle
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!