Asıl tehlike bunlardır!
Ne ülkemizi çepe çevre saran savaş tehlikesi, ne terör, ne açlık, ne de göçler. Bizi asıl tehdit eden gizli güçler@
Gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde gizli güçler her zaman vardır. Kamufle olma yeteneği süper olan bu güçler, bulunduğu ülkenin ileri gitmemesi için herşeyi yapabilecek yeteneklere ve düzeneklere sahiptir.
Bir çok ülkenin iktidarları ve liderleri bunun farkına varamaz, farkına varsa bile karşı koyamaz, koysa da akla hayale gelmedik sıkıntı ve belalarla sürekli başetmek durumunda kalır. Sonunda da mutlaka serefli! bir anlaşma yoluna gitmeye mecbur bırakılır.
En azından yapmak istediklerini yapana kadar ayıya dayı demek zorunda kalır.
Örnek: Bugün ve geçmiş dönemlerde dost ve müttefik dediğimiz stratejik ortaklarımızdan kaynaklanan ve ülkemizin başına gelen tüm sorunlar söylenebilir.
Hâlen; Pakistan, Endonezya, hatta filistin veh birçok islam ülkesi, latin orta amerika, Ukrayna vs..başına gelenlerdir.
Amerika, Kanada ve Avrupa gibi yaşlı nüfusu olan gelişmiş ülkeler ki, aynı zamanda sömürü geleneğinden gelmiş olan ülkelerdir. Gelişmekte olan ülkelerdeki gönüllü develerle! O ülke gençlerini ülkelerinin şatafatlı, pembe rüyalar sundukları manyetik alanına çekebilmenin her yolunu denerler.
Bu ülkelerde hep istikrarsızlık olsun ki, kendilerine lazım olan sürekli ucuz iş gücü, gönüllü hizmetçiler, kalifiye elemanlar kendi ayakları ile tıpış tıpış gelsinler, onları yetiştirmek için kıt kaynaklarını sonuna kadar kullanan gelişmekte olan ülkeler çamurlu yollarda patinaj yapmaya devam etsin.
Sonu ihanetlere varacak kadar, ellerindeki yetişmiş insan kaynaklarının gidişine dur diyemeyen yöneticiler bu gidişlere de bir kılıf bulur, kendileri istiyor, gitmek isteyene güle güle deniyor.
Sanki ülke değil bir futbol klübü.
Geçmişte, evinden yurdundan zorla koparılarak gemilere doldurup götürülen, köle pazarlarında satılan ve ihtiyacı olan insanları parayla temin eden batı, bu gün kurduğu sinsi tuzaklar ve tezgahlar ile istediği insanları hem gönüllü olarak hemde parasını akarak temin edebiliyor.
Kimse kusura bakmasın gerçek budur,
batının şaşalı, şatafatlı yaşamına gönüllü çerez olmaya giden biçareler, ışığa giden pervaneler gibi köle pazarının yeni ve cilalanmış, boyanmış malzemeleridir.
Bunlara önlem almanın en kestirme yolu iyi bir milli eğitim politikasından geçer.
Çocuklara verilebilecek temel eğitimin ilk sırası; vatan, millet, bayrak kavramları olmalıdır. Sonra vatandaşlık ve aidiyet bilinci aşılanmalıdır. Sorumluluk üstlenme, doğruluk ve adaletin değeri anlatılmalıdır. Yoksa daha hangi ulusun, ailenin evladı olduğunu anlamadan, bilmeden milli heyecanları tatmadan dini bilgileri ırkçılık karşıtı bir kavram olarak beynine sokup, türküm, doğruyum, çalışkanım demeyi yasaklarsın. Sen bir müslümansın nasıl ırkını yüceltirsin, tek bir ırk vardır o da islam ırkıdır vs.. sonrada dindar ama kendi milletine düşman bir nesil nasıl olur diye başını taşlara vurursun.
Böyle bir eğitimle yetişen neslin ülkesine hizmet etmenin kutsal bir görev olduğunu anlatamazsın. Ülke zor duruma düşerse, İlk fırsatta gemiyi terkedecek olan da onlar olacaktır. .
Bir çok bilim adamının, doktorun, mühendisin vs..gençlerin ülkeden gitmelerine göz yummanın, önlem almak için bir çaba göstermemenin başka izah edilecek bir tarafı gözükmüyor.
Gençlerimizin kafaları karışık, arayışlar içindeler, yabancı dil kurslarına artan rağbet, iş yerlerinde huzursuzluklar varmış gibi basında sürekli yer alan şişirme haberler, doktorlara saldırılar, adli ve güvenlik zafiyetleri, yetkililerde ve halktaki tepkisizlik, sanki bilerek göz yummalar.
Yukarıda varlığını anlatmak istediğimiz gizli güçleri çağrıştırıyor ki, kökü dışarıda olan bu kampanya ürünleri'nın yarattığı kaotik durumlara devletin bir an önce el atması ve önlem alması gerekir.
Bilindiği gibi, çok yakın bir dönemde bir feto ayaklanması, bir çok gencimizin devletle bağını kopardı.
Cemaat ve tarikat kontrolündeki eğitim kurumlarında yetişen gençlerde milli birlik ve beraberlik duyguları sınırlıdır.
Bu kurumlarda yetişen gençlerin ileride devlet kadrolarında ve çalışma hayatında, güvenlik teşkilatlarında kendi kadrolarını oluşturmayacağını kimse garanti edemez.
Bunların devlete, millete olan sadakatlerini cemaate olan sadakatlerinin önünde tutmaları da mümkün değildir.
Yani ileride yine aynı sorunlarla tekrar karşılaşmamız ihtimal dahilinde olmakla beraber, içine kapalı gruplarda bu potansiyel her zaman olacaktır.
Ülkemiz gençliğinin bilimle, teknoloji ve eğitimle daha çok meşgul olması için:
önlerine konulan mevzuat engellerinin azaltılması, yeteneklerini ortaya çıkaracak kulvarların artırılması gereklidir.
Kısaca, orta öğretimdeki mesleki alan çeşitliliğinin artırılması gereklidir.
Zeki, dahi, ve özel yetenek sahibi bireylerin tesbit edilmeleri, onlar için özel ortamlar sağlanmalı, ilginç buluş ve becerileri proje ve finansal olarak desteklenmelidir.
Yani, geçmişte günah, gavur icadı denilerek geri bırakılan, sindirilen toplumumuz, güvenlik, ekonomik, sosyal ve siyasi gerekçelerle bir çok alanda gizli kotalara tabi tutulmuş, sınırlar, yasaklar konularak mal gibi istenilen yerlerde durmaları sağlanmıştır.
Farklı yollardan ve özel çabalarla ileriye gitme şansı yakalayanlar ise, sistemli bir şekilde refüze edilmiş, ülkesinin yararına olabilecek bireysel başarıları gölgelenmiş yada cezalandırılmıştır. Bunun siyasi alanda, sanayide, akademik ve bir çok alanda çok sayıda örnekleri mevcuttur.
(Vecihi hürkuş gibi, Nuri demirağ gibi)
Diğer taraftan, basında, sosyal medyada, sinemada ve tiyatroda, belli grupların elinde olan yayın yapım şirketleri eliyle yazar, çizer, ve kadrolu oyuncu takımı ile üst akıl tarafından talep edilen jenaratif konular pazarlanmakta,
Adaba mugayir ne varsa kendi değerlerine inat zararli fikirler, tutum ve davranışlar, uluslararası düşünce kuruluşlarının sponsorluğunda moda gibi, tarz gibi sunulup, gençliğin beynine şırıngayla enjekte edilircesine empoze edilmektedir. Birbirinden yakışıklı ve güzel gençlerimizin kullanıldığı, bazan amerikan, bazan kore bazan da hind uzak doğudan alıntı, hayal ürünü, kopya diziler, filmler ile aile yapımızın içine patlamaya hazır bomba düzeneği konulmakta ve gerçekmiş gibi de sunulmaktadır.
Gizli, açık bir sürü akımla özendirilen gençlerimiz; kendi toplumuna yabancı, ülkesinde misafir, ailesini beğenmeyen bireyler olma yolunda hızla ilerlemektedir.
Bunlarada bir an önce önlem alınmalıdır.
Asıl tehlike bunlardır.
Kayıt Tarihi : 30.7.2022 07:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Biz bize düşen kulluk görevlerimizi hakkı ile ifa edersek, Allah -c.c- o tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirecektir Fehmi bey.
Hayırlı sınavlar.
TÜM YORUMLAR (1)