OSMANLI’NIN ÖNLENEMEYEN YIKILIŞI VE BATI
Cumhuriyet ne yapıyor, ne yapmak istiyor. Osmanlının Şeriat Devleti, Batıda gelişen Rönesans ve Reformları fark etmeyip kendini yenileyemeyince olanlar oldu. Üç kıtaya hakim olan bu koca devlet içten içe çürümeye başladı, 600 yıllık imparatorlu binası çatırdamaya başladı. Medeniyetler doğar büyür ve ölür diyen İbn-i Haldun’u haklı çıkarırcasına içten içe çökmeye başladı.
Batı karşısında yenik düştü. Gelişmeleri takip edemedi. Batı sanayi derimin yapmış, güçlü silahlar ve ulaşım vasıtalarına kavuşmuştu. Denizde insan gücüyle giden gemiler yerine buhar gücüyle giden gemiler yapılmış, donanma gücü Osmanlıya karşı hakim güç haline gelmişti.
Buharlı trenler icat ve imal edilmiş, karada süratli ulaşım gücü elde edilmişti. İşet bütün bu gelişmeler karşısında apışıp kalan Osmanlı bazı yenilikler yapmak istemişse de Batı tarafından kasıtlı bir şekilde yanıltılmış, özde değişiklik yerine şekilde değişikliklere başlamış, bu da batan gemiyi kurtaramaya yönelik her hangi bir fayda sağlamamış, aksine geminin daha büyük darbe almasına, batışın hızlandırılmasına yol açmıştı.
Önce Islahat fermanlarıyla kökünde darbe alan Osmanlı, Tanzimat fermanıyla gövdesine derin bir yara almış, meşrutiyet ve en son Cumhuriyetle bir daha ayağa kalkmamacasına devrilmişti.600 yıllık çınar artık yerlere serilmiş, sıra büyük hızarlarla parçalanmasına kereste ve işe yaramayan parçalarının da yakacak odun haline getirilmesi için büyük gayret sarf edilmişti.
Osmanlı’nın can alıcı damarları oryantalist faaliyetle bir bir koparılmış, çok önceleri bu koca dev yaşayan bir ölü olarak bitkisel hayata terk edilmişti.
Bir yandan bunlar yapılırken bir yandan da siyasi, kültürel ve bilimsel dayatmalarla hastaya yanlış tedaviler uygulanmış, sebepsiz yere çıkarılan savaşlarla hastanın en önemli uzuvları bir bir parçalanmıştı.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
'AKLIN NURU; FÜNUN-U MEDENİYE VİCDANIN ZİYASI; ULUM-U DİNİYEDİR. İKİSİNİN İMTİZACIYLA TALEBENİN HİMMETİ İKİ KANATLI BİR KUŞ GİBİ PERVAZ EDER. ŞAYET İFTİRAK EDERLERSE, BİRİNCİSİNDEN HİLE VE ŞÜPHE İKİNCİSİNDEN TAASSUP TEVELLÜD EDER!'
'MARİZ BİR ASRIN HASTA BİR UNSURUN ALİL BİR UZVUN REÇETESİ; İTTİBA-I KUR'AN'DIR.'
'DİN HAYATIN HAYATI HEM NURU HEM ESASI İHYAY-I DİNLE OLUR ŞU MİLLETİN İHYASI.'
Hayırlı bayramlar.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta