BDP, Suriye’ye yapılması muhtemel bir askeri operasyona “Savaşa hayır” sözleriyle karşı çıkıyor. Bu slogandan yola çıkarak BDP’nin itirazı ilk bakışta doğru ve haklı gibi görünüyor olsa da aslında bu itirazın asıl sebebi savaşa karşı çıkmak değil, tam tersine savaşa karşıymış gibi görünüp Suriye’de halen süren iç savaşın sürdürülmesini istemektir.
BDP mademki savaşa karşıdır bu karşıtlığını niçin meselâ ülkemizde on yıllardır süregelen savaşa ve Suriye’deki iç savaşa daha en başından bir iki yasak savma kabilinden cılız söylem dışında dillendirmedi? Dillendiremezdi çünkü asıl stratejiye ters bir durum olurdu bu. Nedir asıl strateji? Elbette Ortadoğu’da çok uzun bir geçmişten bu yana bağımsız bir Kürt devleti oluşturma emeli ve niyeti.
Bu düşünce bu gün için her ne kadar direkt olarak BDP tarafından açık bir dille dillendirilmiyorsa da biliniyor ki PKK’nın ilk çıkış noktası bu bağımsızlık isteği ve emelidir. Fakat geçmişteki tecrübeden yola çıkarak PKK ve BDP’nin direk olarak bağımsızlık isteğini dillendirmek pratikte mümkün olmadığı için daha tali ve gerçekçi bir takım istek ve söylemlerle yoluna devam etmeyi tercih etmiş ve devletin de yanlış politik tercihleri sebebiyle bu çabasında da görece bir başarıya ulaşmıştır. Şimdi sıra kazanılmış olunan bu başarının üzerine binayı oluşturmaktır.
‘Kürdistan’ olarak bilinen ve Türkiye, İran, Irak ve Suriye toprakları içinde kalan bu bölge Osmanlı’da da aynı adla anılmaktaydı. Yeni Türk devletinin kurulmasıyla ‘Kürdistan’ söylemi Türkiye sınırları içinde resmi olarak terk edilmiş olsa da bölge halkının dilinden hiçbir zaman düşmedi ve bölge bu şekilde anıldı ve savunanları tarafından dört devletin bölüp parçaladığı bir Kürt diyarı olarak nitelendirildi.
Zaten her dört ülkede yaşayan Kürtler de öteden beri vermiş oldukları mücadelede bu parçalanmışlığı ön plana çıkartarak kendilerine bir savunma alanı bulmuşlardır. Ama tabi ki bu mücadelenin hedefi, doğruluğu, yanlışlığı bu yazının konusu değildir.
Öte yandan bugün gelinen noktada bölge coğrafyasında yeniden bir takım çizimler yapmak isteyen ABD ve yardakçıları tarafından desteklenen ve varlığını her geçen gün daha da belirginleştiren Kuzey Irak’taki resmi olmasa da fiili bir Kürt Devletinin varlığı diğer üç ülkede yaşayan Kürtlere de ilham kaynağı oluyor.
Belli bir rutin ve düzen içinde yürüyüp giden istikrarlı ortamlar, değişimler ve başkalaşımlar için elverişli ortamlar değildirler. Çünkü böyle ortamlar durağandır ve durağanlık sürdürülebilirlik demektir. Oysaki belli bir hedefe odaklanabilmek için en iyi fırsat, muğlâk ve kaotik ortamlarda ortaya çıkar. Tıpkı Kuzey Irak Kürtlerinin Irak’ta yaşanan işgalden kendilerine bir Kürt Devleti ortaya çıkartmalarında olduğu gibi
PKK’nın Suriye’deki aparatı olan ve PYD (Demokratik Birlik Partisi) adıyla bilinen terörist örgüt de yaşanan bu iç savaştan ve doğan boşluktan faydalanarak benzer bir yapılanmayı gerçekleştirmek için eskiye nazaran daha güçlü adımlar atmaya başladı. Bu adımların bir menzile varabilmesi için mevcut durumun bir süre daha sürmesi, PYD’nin durumunu daha da güçlendirebilmesi için elzemdir.
Savaş şimdilik Rusya’nın destek verdiği Beşşar Esed’in lehine gibi görünüyor olmasına rağmen “Ortadoğu’nun patronu benim” havalarındaki ABD’nin Suriye’deki iç savaşa müdahil olmaması düşünülemez. Peki, bu nasıl ve kimler vasıtasıyla olacak. Muhalifler eliyle olmayacağına göre?
Esed’in alaşağı edilip edilmemesi konusu Rusya’yla ilişkilidir. Ve tabi ABD’yle Rusya’nın anlaşmasına bağlıdır. Her iki durumda da ortaya bir boşluk çıkacaktır ve PYD bu boşluğun ABD tarafını doldurmaya taliptir. ABD için de en uygunu PKK’nın uzantısı bu örgüttür.
Hasbel kader muhaliflerin aradan sıyrılıp Suriye’de iktidarı devralmaları çok zor bir durum olmasına rağmen olmayacak şey değildir. Burası Ortadoğu her an her şey olabilir. Az bir ihtimal de olsa böyle bir durum PYD’nin gerçekleştirmek istediği şeyi engelleyemeyecek olsa da zora sokması demektir.
İşte bu nedenle BDP, ABD ve müttefiklerinin Suriye’ye yapmayı düşündükleri sınırlı operasyona karşı “Savaşa hayır” sloganı karşı çıkıyormuş gibi durmasına rağmen aslında “Beni görün burada ben de varım ve size işbirlikçi olmaya hazırım” mesajı içeriyor. Çünkü biliyor ki Suriye’deki iç savaşta Esed karşıtlarının işleri çok zor. İç savaş sürdükçe Muhalifler sağlam bir destek bulamazlarsa güç kaybedecekler, Rusya desteğindeki Esed’in karşısında çok zor durumlara düşeceklerdir.
İşte tam da bu sebeple muhaliflerden doğacak boşluğu doldurmak rüyası gören PYD’nin amacına ulaşabilmesi için birilerinin desteğini alması gerekiyor ki bu destek hiç şüphesiz ABD’dir. Görünürde yasal ama PKK terör örgütünün bir aparatı olan BDP, PYD gibi ve diğer terör örgütleri düşünüyor ve hayal ediyorlar ki ABD’nin desteğini alırlarsa amaçlarına ulaşabilirler. Bu yüzden “savaşa hayır” şarkıları söyleyerek göz boyuyor ve asıl amaçlarına bu sloganı örtü yapıyorlar.
Bu kadar mı? Değil elbette. PKK’nın birincil amacı, BDP gibi yasal uzantıları vasıtasıyla barıştan yanaymış gibi görünüp Türkiye’de devletin üzerlerine gelmesini engellemek. Dahası batı kamuoyuna karşı akılları sıra Türk devletini savaşçı pozisyona sokarak avantaj sağlamak süratiyle zaman kazanmaktır.
Uzun lafın kısası Barış BDP’nin aslında hiç istemediği bir şeydir. Çünkü barış demek BDP’nin, PKK’nın ve bölgedeki Kürt olduğu iddia edilen diğer terör örgütlerinin misyonlarının bitmesi demektir. Öte yandan bu örgütlenmeler ne kadar barışa karşı olsalar da bölgenin belirleyici dinamikleri bu barışı gerçekleştirebilecek güce sahiptirler. Bugün için zor görünüyor olabilir ama birkaç yıl içinde bölgede bir barış mutlaka hakimiyet sağlayacaktır.11. 4. 2014
Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 12.12.2020 05:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Recep Akıl](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/12/12/yazilar-savasa-hayir.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!