MÜSLÜMANLARIN TRAJEDİSİ
Bu trajedi yüzyılların trajedisidir. Bu trajedi gerçeği bilmenin, hakikate adanmanın trajedisidir. Bu trajedi şeytanla insanın, nefisle ruhun savaşının trajedisidir. Bu Adem’le Havva’nın yeryüzüne gönderilişinin trajedisidir.
Bu trajedi acılarla doludur, kan ve gözyaşlarıyla doludur, ıstıraplarla yoğrulmuştur,
Ayrılıklarla, çilelerle sarmaş dolaş olmuştur bu tragedya. Adem’le Havva’nın Cennetten çıkarılışı, dünya sahrasına çırılçıplak gönderilişi, avret yerlerini yapraklarla sarmaları, büyük yalnızlık çölüne sürüklenmeleri, ayrılıktan şerha şerha yanması yüreklerinin hep hepsi bu tragedyanın bir parçası.
Sonrası da var bu tragedyanın. Asırlar sürecektir bu macera. Kardeş katilleriyle dolacak bu dünya. Soykırımlara görülecek bu macerada. İblisleşecek Ademoğulları kaplayacak yeryüzünü. İblisin bazı oğulları Adem tarafına geçecek buna karşın.
Allah inancı yok olacak, ateşe suya puta tapınılacak Allah yerine, Firavunlaşacak bazıları Nemrutlaşacak, Şeddatlaşacak. Kendi nefsine tapacak insanlık. O da yetmeyecek, paraya, pula, şan ve şöhrete tapacak, makam ve mevkie kul olacak.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta