MÜSLÜMANLAR VE İLİM
Din adına tam bir cehalet dünyasındayız. Üstümüze vazife olmayan her şeyi biliyoruz. Ama bize en çok gerekli olan şeylerden haberdar değiliz. Ekonomi biliyoruz, siyaset desen hakeza, spor desen feriştahına kadar. Herkes her şeyi biliyor, ama kendisi için hayati olan hiçbir şeyi bilmiyor.
Tam bir cehalet dünyasında yaşıyoruz. Uzmanların bilmesi gereken şeylerle doldurmuşuz beynimizi. Ama gerekli olan hiçbir şeyden haberimiz yok. Ne derler; ’Ne ararsan bulunur derde devadan gayri’. Enformatik cehalet bu olsa gerek.
Her şeyi dolduruyoruz beynimize. Orasını tam bir çöplük haline getiriyor. Dini yönden ise tam bir cahillik deryasında yüzüyoruz. Sanki bu dünyada ebedi kalacak, öteki dünyaya hiç gitmeyecekmişiz gibi hep bu dünyayla ilgili şeyler öğrenip duruyoruz. İşimize yarayacak, yaramayacak her şeyi öğreniyoruz.
İş hayatından aile hayatına oradan gündelik ibadetlerimize kadar tam bir cehalet içindeyiz. Çocuklarımızı inançlı yetiştirmek adına tam bir ihmal, ailemizi çekip çevirmede din ve ahlak kurallarına uymada tam bir gaflet, ibadetlerimizde tam bir cehalet içindeyiz.
Cami cemaati olarak kahvehaneden eve, evden camiye, camiden kahveye bir hayatımız var. Evde kadın dırdırından kaçtığımız iki yer var; biri cami, biri kahvehane. Hiçbir meselemiz yok. Onun için her şeyi siyasetten bekliyor, günübirlik siyaset dedikodularıyla yuvarlanıp gidiyoruz.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta