Paralel çete, her işini bitirdi şimdi de rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünü Başbakan Erdoğan'a yamamanın yollarını aramaya başladı. Zaten bu konuda ortaya bir takım iddialar da atılmaya başlandı.
Kasetçi ya bunlar, deniyor ki ellerinde bir kaset varmış. Bu kasette başbakan, fıkıh uzmanı ve aynı zamanda Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Prof. Hayrettin Karaman'dan telefonla Yazıcıoğlu'nun öldürülmesi ile ilgili olarak fetva almış.
"Bu saçmalığa kim inanır?" Denilebilir ama inananlar çıkıyor işte.
Sorgulamayı, soru sormayı karakterinin bir parçası haline getirmemişse insan taraf olduğu bir konuyla ilgili olarak lehine bir iddia duyduğu zaman hemen inanma eğilimi gösterir. Tersine bir durumda da tavrı elbette inanmamak yönünde olacaktır. Bu sebepten her hangi bir olay karşısında tavır belirlemeden önce soru sormak, sorgulamak hiç bir şekilde ihmal edilmemelidir ki yanılgıya düşülmesin.
Ak Parti son genel seçimlerde 49,95 oranında oy aldı. BBP ise %0.74... %1 bile değil...
Şimdi bu iki parti teorik olarak birbirlerinin rakibidir de pratikte bu böyle midir? Elbette değil.
Kendisi için hiç bir şekilde asla rakip olamayacak bir partinin genel başkanı başbakan için niçin tehlike olsun?
Kaldı ki rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Sayın Başbakan gibi dindar bir kimliğe sahipti ve adil bir insandı. Öyle ki pek çok kritik konuda eğer haklı görmüşse Ak Parti'ye destek vermiş birisiydi.
Öte yandan kendince doğru olmayan konularla ilgili olarak da hükümeti eleştirmekten asla geri durmazdı. Eleştirirken de adaletten ayrılmamış olması elbette ki eleştirilerini değerli kılardı ve muhatabının da dikkate almasına sebep olurdu.
Bu durumda Sayın Başbakan kendisi için hiç bir tehlike arz etmeyen birisine niçin suikast düzenlesin? Durup dururken niçin kendisini sıkıntıya sokabilecek böyle bir harekette bulunup, risk alsın.
Eğer bir şey yapacaksanız ve bunu yaparken de kendinizi bir tehlikeye atacaksanız buna değmeli değil midir? Elbette rahmetli Yazıcıoğlu değersiz birisi değildi tabi ama siyasi bakımdan Sayın Başbakan'la aynı sıklette de değildi.
O halde Sayın Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili olarak başbakanı suçlamaya kalkışmak ya asıl katillerin ortaya çıkmasını engellemek amacını taşır ya da daha kötüsü Yazıcıoğlu’nun üzerinden başbakana iftira atmak suretiyle onu halkın gözünden düşürmeye çalışmaktır.
Her iki durumda da müsebbiplerin hainliğinden hiç bir şekilde şüphe edilemez. Böyle haysiyetsizce bir iddia bu ülkeye iyilik getirmez. Ülkenin birliğinden, dirliğinden yana olanların bu gibi iftiraların karşısında olmaları gerekir.
Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun katilleri de bir gün mutlaka ortaya çıkartılacaktır.
Bu elim olayı kendi kirli planlarına alet edip sömürenler de o gün geldiğinde, eğer utanacak yüzleri varsa utançlarından bu milletin yüzüne bakamayacaklardır.
Rabbim görelim neyler neylerse güzel eyler. 19.11. 2014
Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 12.12.2020 02:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!