Yazılar - Mazluma El Uzatmak

Recep Akıl
905

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Yazılar - Mazluma El Uzatmak

Filistin topraklarında, özellikle de Gazze’de yaşayan Müslümanlar, İsrail’in kuşatması ve ambargosu yüzünden çok zor günler yaşıyorlar uzun bir zamandır. Görünen o ki bu Siyonist mezalim epey bir süre daha sürecek..

Çünkü ne yazık ki Filistin topraklarının işgaline ve bu işgalde uyguladığı katliama İslam âlemi dün olduğu gibi bugün de alabildiğine bir duyarsızlık içinde.

Çünkü İslam âlemi işbirlikçi yöneticileri vasıtasıyla düşürülmüş olduğu bu Emperyalist, Siyonist kıskacın cenderesinde.

Ve çünkü İslâm âlemi bu kıskacın içinde kendisine kurulmuş olunan tuzağı nasıl bozabileceği konusunda hiç bir fikir ve eylem üretememekte.

Ve yine çünkü İslam âlemi zavallı bir vurdumduymazlığın acınacak halleri içinde.

Emperyalist, Siyonist vahşi Kapitalizm kendi çıkarı neredeyse orada her türlü, pisliği ve her türlü katliamı yapmaktan hiçbir şekilde imtina etmez. Elindeki gücün ona bu hakkı verdiğine inanır, inandığını da hiç tereddüt etmeden hayata geçirir.

Siyonizm için sadece kendi çıkarları kutsaldır. Bunun dışındaki hiçbir şeyin ona göre zerre kadar bir değeri bulunmamaktadır.

İşte bu bakış açısı yüzündendir ki Siyonist kan emici katiller Ortadoğu’da çoğunlukla Müslüman halkların yaşadığı topaklarda, tüm dünyanın gözleri önünde kadın, çocuk, ihtiyar demeden ve hiçbir hedef gözetmeden bütün zalimliğiyle büyük bir katliam uygulamakta, mazlumları yok etme gayreti ve heyecanıyla hareket edip nihai hedefine adım adım yürümektedir.

Siyonist katillerin Filistin’de uyguladığı insanlık dışı katliam ve soykırım karşısında öncelikle mazlum Filistin halkının tabi sonra da Ortadoğu’nun diğer mazlum halklarının yanında olmak özellikle biz Müslümanların hem kişisel ve hem de toplumsal sorumluluğumuzdur.

Buna rağmen bizlerin ne yazık ki oturmuş olduğumuz rahat ve sıcak evlerimizden “vah, vah,” çekmekten başka hiçbir şey yapmıyor olmamız bu zulmün sürmesinin asıl sebeplerinden birisidir.

Denilebilir ki “Bir başıma ben ne yapabilirim?” Doğru bir serzenişmiş gibi görünüyor değil mi? Hayır, yanlış. Doğru olan bu serzeniş bizim isteksizliğimizin sütresidir.

Çünkü her şey bireyle birlikte başlar. Ortadoğu’da (ve tabi dünyanın pek çok yerinde) Siyonizm’in (dolayısıyla onun en önemli destekçisi emperyalist dünyanın) uygulamış olduğu katliam ve soykırıma karşı kişisel tepkisizlik toplumsal vurdumduymazlığı da beraberinde getiriyor.

Haksızlık ve zulüm karşısında susmamak peygamber davranışıdır. Bir Müslüman için Peygamberinin (aleyhisselâtu vesselâm) davranışı kendisine kılavuz olmalı değil midir?

Öte yandan bir Müslüman olarak zulme karşı koymamak biz Müslümanları en hafif tabiriyle büyük bir vebal altın sokmuş olmuyor mu?

Bu soruna kul hakkı çerçevesinden bakıldığında Filistin’de (ve hatta bütün dünyada) şehit edilen Müslümanların yarın Huzur’u Mahşer’de bizlere haklarını helâl etmelerini nasıl bekleyebiliriz?

Zulüm karşısında susan dilsiz şeytan değil midir? O halde biz Müslümanlar Siyonist vahşilerin uygulamış oldukları bu vahşet karşısında nasıl susabiliriz? Bunu kendimize hak olarak nasıl görebiliriz?

Eğer bu ödenemeyecek kul hakkından kurtulmak istiyorsak bir tek yol vardır o da kişisel sorumluluk bilinciyle hareket etmektir.

Nedir bu kişisel sorumluluk bilinci? Evet, soru bu, her bireyin tek tek kendisinin cevaplayacağı bir soru… İstendiği takdirde bir cevap mutlaka bulunur. Her vicdan sahibi Müslüman’ın biraz araştırmadan sonra bulabileceği onlarca alternatif vardır.

"Koskoca gölde bir damla eksik olsa o göl ne kaybeder?" dememelidir insan. Çünkü o zaman o göl bir damla kaybeder.

Yüce dinimizin cemaatleşmeye vermiş olduğu öneme dikkat çekmek isterim. Niçin cemaatle kılınan namazların sevabı daha çoktur? Niçin cemaat olgusunu ön plana çıkartmak suretiyle yapılan ibadetler ve çeşitli sosyal etkinlikler kişiye çok daha büyük bir haz verir?

Uzun lafın kısası: Kişisel sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi başarabilirsek göreceğiz ki ne çok şey başarmışız. “Müslüman’ım” (ve hatta insanım) diyen herkesin katılabileceği, bir şeyler mutlaka olmalı.

Ve zaten vardır. Yeter ki bunu isteyelim.

Yeter ki Filistin’de, Gazze’de, Doğu Türkistan’da Myanmar’da, Afganistan’da, Suriye’de ve daha pek çok İslam beldesinde katledilen bebeklerin, onların annelerinin, babalarının acılarını yüreğimizde hissedelim.

Yeter ki "bana ne " demeyelim. Yeter ki bahanelerin ardına sığınıp kendimizi pasifize etmeyelim.

Biraz kendimizden, lüksümüzden feda edelim. Bugün feda etmekten kaçındığımız imkânlarımız gün gelir bizim en büyük düşmanımız durumuna gelebilir.

Ne olur biraz duyarlı, biraz aktif olalım. Bu insan olanın, insan olana borcudur. Borcumuzu hemen şimdi ödeyelim. Haydi! Hemen şimdi!

Allah’ın selamı, rahmeti ve mağfireti yüreği Hakk’tan yana çarpanların üzerine olsun. Âmin! 6. 11. 2014

Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 2.11.2020 17:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Recep Akıl