KÖTÜ ÖRNEKLERİN ANLATILMASI
Her ne kadar ‘Sui misal emsal olamaz: günümüz Türkçesiyle ‘Kötü örnek, örnek olmaz’ diyorsak da hep yaptığımız bu. Okuduğumuz romanlar, hikayeler, izlediğimiz tiyatrolar, her gün gazete köşelerini dolduran facia ve ahlaksızlık haberleri hep bu değil mi?
Aslında kötü örneklerin anlatılması, hatta onların kınanması bile tam aksi netice verir ve özendirici rol oynar. Bu güne dek böyle olmuş ve dinimizin bu konudaki tavrı hatırlanırsa yapılanın ne kadar yanlış olduğu anlaşılır aslında.
Eğer maksadımız iyi davranışlar kazandırmaksa neden iyi örnekleri anlatmıyor, hikaye, roman ve tiyatrolarımızda iyi örnekleri işlemiyoruz. Neden hep kötü haberleri öne çıkarıyoruz da kötü haberleri öne çıkarıyoruz. Aslında iyi haberleri öne çıkarmalı, kötü haberleri geçiştirmeli değil miyiz?
Acaba bizi bu konuda yanıltan içimizdeki şeytan mı? İçimizdeki şeytan dışımızdaki şeytanla anlaşarak bize kumpas mı yapıyor? İşte biz her ne kadar kendimizi ve çevremizi bu yalanla aldatmaya devam ediyorsak da bu bir tarihsel yanılgıdan başka bir şey değil.
Batının büyük yanılgısı buydu? Roman yalan üstüne kuruluydu ve sadece yalan da değildi bu aynı zamanda büyük yanlıştı. Yasak aşkı ana tema olarak kabul etmişti roman. Yasak aşk yanında kıtal: cinayet konu edildi. Gayri meşru ilişkiler, ahlaksız kişilerin hayatı konu edildi durdu sürekli edebiyatta.
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta