Yazılar - Kimlik ve Kültür Şiiri - Recep ...

Recep Akıl
932

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Yazılar - Kimlik ve Kültür

Ne zamandı bilmiyorum, geçmiş zaman… Gazetelerden birinin magazin sayfasında bir haber dikkatimi çekti. Okurken aklıma gelen ilk kelime "Günaydın" olmuştu.

İsmi lazım değil, yerli dizilerden birinde bir ailenin 17 yaşındaki kızları kendisinden yaşça çok büyük birisinden yasa dışı (gayri meşru) çocuk bekliyor. Tabi aile bunu öğrenince tepki veriyor ama sonradan bir hal çaresi aramaya başlıyor derken, kız bebeği doğurmaya karar veriyor.

Aile “Mademki kızımız bu bebeği doğurmaya karar verdi o zaman onu desteklemeliyiz,” diyerek kızın vermiş olduğu bu kararı onaylamak zorunda kalıyor. Kızlarıyla bebeğin babasıyla evlenmesi konusunu konuşmuyorlar bile. Evlilik bu aile için öncelik teşkil etmiyor. Konu bu minval üzere devam edip gidiyor. Haber bu dizinin seyircileri tarafından protesto edildiğiyle ilgili.

Protestonun gerekçesi kendilerinin de o yaşlarda kızlarının olduğuydu “Bu durum evlatları açısından olumsuz bir örnekti. Toplumumuzda bu gibi ilişkilere hoşgörüyle bakılamazdı. Gelenekler buna asla izin vermezdi. Geleneklerin izin vermediği, onaylamadığı şeylerin televizyonlarda insanlara seyrettirilmesi yanlıştı,” vs.

TV‘nin tek kanallı olduğu dönemlerde Dallas gibi, Yalan Rüzgârı gibi benzer Amerikan yapımı dizilerden buralara geldik ne yazık ki. O zamanlar bu tür dizilerin gösterildiği günlerde sokaklarda kimseler kalmazdı. Çoluk çocuk hep birlikte TV başında heyecanla seyrederdik bu dizileri. Ve hiç düşünmezdik düşünce altyapımızda ve toplumsal kimliğimizde yapmış oldukları tahribatları.

Tabi insan seyrede seyrede alışıyor. Bir zaman sonra böylesi sapkın ilişkiler çok normalmiş gibi geliyor. İşin içine bir de vurdumduymazlık eklenince ortaya çok tabidir ki günümüzde şikâyetçi olduğumuz Türk dizilerinin rezaleti çıkıyor. Ve kendi büyüttüğümüz canavarın verdiği zararlardan yine kendimiz şikâyet eder hale geliyoruz.

Teknolojinin her an baş döndürücü bir hızla gelişiyor olması propaganda tekniklerinin de aynı oranda gelişimini sağlıyor. Bu nedenle Emperyalizm sömürüsünü sürdürebilmek için günümüz iletişim kanallarını yerel işbirlikçilerinin de yardımıyla hiç zorlanmadan etkin bir biçimde uygulamaya koyma fırsatı buluyor. Hele bir de bizim gibi okuma ve araştırma yanı az gelişmiş toplumlarda bunu çok daha kolay yapabiliyor.

Bir toplumu yozlaştırıp kimliğinden ve özünden kopartabilmek için onu geçmişinden ve kültürel birikiminden ayırmak gerekir. Bunu yapabilmek için de o topluma kendisine ait olmayan, kendisine yabancı başka değer yargılarını kendi isteğiyle ve gönüllü olarak kabul ettirmek gerekir.

Peki, bu nasıl yapılır? Elbette zorla olmaz. Yavaş yavaş, alıştıra alıştıra, hissettirmeden…

Eskiden toplumları istenildiği şekilde değiştirip dönüştürmek çok da kolay değildi. Ama günümüzün gelişmiş iletişim teknolojileri buna büyük imkânlar sağlıyor ve ne yazık ki ekonomik gücü elinde tutan Emperyalist sistem bu imkânları bireyin nefsanî tutkularını da kaşıyarak onu istediği yöne çekiyor ve dilediği gibi şekillendirerek büyük başarı sağlıyor.

Bu demek değildir ki hiçbir şey yapılamaz. Kültür emperyalizminin bu saldırısı karşısında istenirse eğer yapılabilecek çok şey vardır elbette ama bunları hayata geçirebilmek o kadar da kolay değildir. Çok ayrıntılı olarak planlanmış olunan bu tür saldırılara aynı şekilde hazırlanılıp karşılık verilmezse başarı şansı yok denecek kadar az olur.

Karar ver, olumlu olumsuz bütün ihtimalleri değerlendir, hazırlan ve harekete geç…

Sokağın temiz olabilmesi için başkalarının gelip o sokağı temizlemesini beklemektense eline süpürgeyi, faraşı alarak kendi kapısının önünü süpürüp temizlemeye başlamalıdır insan. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz,” demiş Ziya Paşa. Öyle yapmak lazım... Lafla değil eylemle…

Çünkü söylenen söz çoğu zaman söylendiği yerde kalır ve unutulması muhtemeldir. Oysa eylem tabiatı gereği ortaya iyi, kötü somut bir takım şeyler koyar. 13.04.2013

Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 2.11.2020 16:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Recep Akıl