Ahmet Kemal - Yazılar KENTLERİN MİMARİS ...

Ahmet Kemal
2078

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

KENTLERİN MİMARİSİ YAHUT GELECEĞİN KENTLERİ

Eski derme çatma kentlerimiz kentsel dönüşüme uğruyor. Evet, bu dönüşüm şimdiden hayra alamet gözükmüyor. Geçmişin gecekondu mimarisi yerini çirkin betonlaşmaya bırakmıştı. O çirkin beton binaların tek düze balkonları hiçbir mimari üslup içermiyor, dahası kötü bir mühendislik ürünü halinde kenti alabildiğine çirkinleştiriyordu.
Kısa bir dönem büyük kentler yüksek binaların absürt ağırlığına dayanmaya çalıştılar. Bu yüksek binalar çirkinlikte birbiriyle yarışadursun şimdi yerini devasa gökdelenlere bırakıyordu. Bu devasa gökdelenler tam bir garabet gibi gökyüzünü tırmalıyor, kenti korkunç heyulalar gibi sarıp sarmalıyorlar.
Böyle mi olmalıydı. Asırlarca süren bir sürü medeniyetin yeşerdiği bu topraklarda bu denli çirkin yapılaşmaya izin vermek hangi akla ve havsalaya sığardı. Sığmazdı ama yapıldı. Bu mimari katliam hayatımızı da çirkinleştirdi kentlerimizle beraber. Bu çirkinleşmeye sırf mazi düşmanlığı yol açtı. Elimizde kör kazmalarla yıkıp yok ettiğimiz o eşsiz mimarinin yerine yeni bir şey koyamadık. Sırf onu hatırlatmasın diye mühendisliğin en bayağısını icra ettik ve kentleri gulyabani çarşısına döndürdük.
Nasıl ki sırf Batılılaşacağız diye o güzelim elif -bamızı, çirkin yapılı batılı alfabeyle değiştirdiysek, aynısını mimari alanda da yaptık ve o güzelim mimariyi yer ile yeksan ederek yok ettik, hayalini bile hafızalarımızdan kazıyarak çöpe attık. E onun yerine bir başkasını da koyamadık.
Ayrıca kentlerimizden yeşili çıkardık, her tarafı betonlaştırdık. Ne yolları yol yapabildik, ne evleri ev. Ne sokak kaldı ne cadde. Ne bulvar kaldı, ne meydan. Ne mabedimiz mabet oldu, ne konağımız kaldı ne sarayımız. Ne köprümüzde bir güzellik kaldı, ne vasıtamız. Eskiden öyle miydi ya. At arabalarımız bile bir estetikle yapılırdı, faytonlarımız süslüydü. Köprülerimiz bir mimari harikası olarak kurulu camilerimiz eşsiz sanat eserleri.

Tamamını Oku