HAKİKATİ ARAMAK
En büyük iş bu. Niçin arayacağız hakikati. Arayacağız çünkü yaradılış amacımız bu. Varlık misyonumuz bundan başkası değil. Kutsi hadiste ne buyruluyor: ’Ben bir gizli hazine idim, bilinmeyi istedim, alemleri yarattım’.
İşte şaşkın insanoğlu dünyanın yaratıldığı günden beri insanoğlu hep bir arayış içinde olmuştur. Bu arayış esnasında bazen bulduğunu sanmış, bazen bulur gibi olmuş, bazen de tam zıddı bir buluşla aldanıp durmuştur.
Bu aldanıştır ki insanlığı bunalımlardan bunalımlara sürüklemekte, savaşlardan savaşlara yuvarlamaktadır. İşte bu bunalım, buhran ve savaşlar büyük yıkımlara sebep olmakta, insanoğlu bu badirelerden büyük kayıplar, ziyan ve zararlarla çıkmaktadır. Her defasında büyük felaketlerle karşılaşan insanoğlu bir türlü akıllanmamaktadır.
Oysa Yunus Emre’nin deyişiyle ‘Şeriat, tarikat yoldur varana/ marifet, hakikat andan içeru’. Gidilecek yol belli iken bunca arayış niye diye sorası geliyor insanın. İşte insanoğlu o kadar zavallıdır ki hakikat güneşini ceketinin cebinde kaybetmiş, başka yerlerde aramakta.
Bu arayış aslında daha büyük kayıpların habercisidir ve yanlış arayış sürdükçe kayıplar artmakta, insanoğlu felaketlerden felaketlere yuvarlanmaktadır.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta