1789 Fransız ihtilâliyle birlikte ortaya çıkan ulusalcılık anlayışı eşyanın tabiatı gereği tabi ki dünyada da ilgi çekecekti ve elbette Osmanlı da bundan vareste kalamazdı.
Nitekim o dönemin bütün çok uluslu imparatorlukları bu milliyetçilik akımlarından etkilendiler. Fakat gerçeği görerek önlemlerini almış kendi etki alanlarındaki uluslara devlet vermişler ama onları tamamen kendi hallerine bırakmamış ve zaten on yıllar boyunca (ve halen) sömürdükleri bu ulusları büyük ölçüde dönüştürmüş oldukları için de bu milliyetçilik akımlarından çok fazla etkilenmemişler ve hatta masraflarından kurtuldukları için kârlı bile çıkmışlardır.
Öte yandan Osmanlı kendi etki alanındaki milletleri sömürmek gibi bir düşünce içinde yönetmediğinden bu milliyetçi akımlar karşısında hazırlıklı değildi ve bu yeni dünya düzeninin oyun kurucuları tarafından desteklenen Osmanlı içindeki bu uluslara karşı yapabileceği çok da fazla bir şey yoktu.
Hazırlıksız olmasına rağmen bu etkilere karşı direnmesi ise devleti giderek daha da büyük bir zaafiyet içine soktu ki zaten sözüm ona hürriyetçi işbirlikçiler de Emperyalist oyun kurucularının hınk deyicisi olduklarından içeriden ve dışarıdan gelen bu baskı ve savaşlar sonucunda giderek hızlanan bir toprak kaybına uğradı.
Toprak kaybettikçe zayıfladı, zayıfladıkça üzerindeki iç ve dış baskılar çoğaldı. Aslında tam bir köşeye sıkışmışlık halidir bu durum. Belki de I. Dünya savaşına girişimiz bu sıkışmışlığın bir tezahürüdür.
"Böl, parçala, yönet" Emperyalizmin en önemli stratejisidir. Son operasyon malzemeleri de Suriye’dir. Burada istediklerini elde edebilirlerse sıra diğer Ortadoğu ülkelerine gelecektir ama bu organizasyonlarının devam edebilmesi için Türkiye’nin zaptu rapt altına alınmak gibi bir mecburiyet vardır.
Öte yandan her türlü imkânı kullanarak ülkemizin üzerine geliniyor olunması elbette yönetenlerimizin dikkati dâhilindedir ve bu farkındalığın sağladığı özgüven içinde hareket edilmektedir.
Bölgede birbilerine karşı hem Türkiye ve hem de Finans Kapitalizm açısından çok zorlu bir savaş verilmektedir. Bu savaşın galibi bölgenin yani patronu olacaktır. Ortadoğu’nun patronu olmak demek neredeyse Dünya’nın patronu olmak demektir. Bu sebepten süregelen savaş çok büyüktür ve ne yazık ki Türkiye bu savaşta yalnızdır.
Dünya üzerinde varlığını hissettirdiği ilk günden bugüne bölüp parçalayıp sömürme prensibine sıkı sıkıya bağlı kalarak hareket etmiş ve bundan sonra da bu şekilde davranması hiç şaşırtıcı olmayacak olan Emperyal sistem elindeki gücü elbette bırakmak istemeyecek ve ülkemiz üzerindeki oyunlarını sürdürmeye davam edecektir.
Hem Irak’ın ve hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olan Türkiye bir an evvel Irak ve Suriye’yi bölmek isteyen çok uluslu emperyal sistemin önünde zorlu bir engeldir. Bu engel ortadan kaldırılamazsa eğer, Finans Kapitalizm’in amacına ulaşması mümkün olmayacaktır.
Bu sebepten Finans Kapital’in öncelikli olarak Türkiye’yi oyun dışı bırakmak için yeni fitne ve oyunların peşinde olması iç de şaşırtıcı olmayacaktır. Fakat Ceneb-ı Allah’ın izni ve inayetiyle bu fitne ve oyunlar da boşa çıkartılacak Türkiye sağlam adımlarla ileri yürüyüşünü sürdürmeye devam edecektir.
Bu elbette hiç kolay olmayacaktır ama çok uluslu emperyalist sistemin yeni stratejiler üretemiyor olması ve ufak tefek değişiklerle eski yöntemlerini kullanması onun bilinirliğini ortaya koyuyor ve bu bilinirlik aynı zamanda dezavantaj olarak yine kendisine dönüyor.
Başkaca bir alternatifi olmadığı için bölgede terör örgütü PKK/PYD vb. müttefiklerle hareket etmeyi tercih eden Finans Kapitalizm aslında bu tercihiyle çaresizliğini ve acziyetini ortaya koyuyor.
Bugün için terör örgütlerinden medet ummak demek aslında kaybetmeyi kabullenmek demektir. Kısa vadede başarmış gibi görünseler de orta ve uzun vadede Emperyal düzen bölgede kaybedecektir. Çünkü ne dünya eski dünyadır ve ne de milletler eskisi gibi çaresizdir.
Bölge halkları eskiye nazaran çok daha fazla dirençli ve bilinçlidir. Müstevliler bölgede artık diledikleri gibi at oynatamayacaklardır. 22.10.2016
Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 2.11.2020 15:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Recep Akıl](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/11/02/yazilar-bolsen-de-parcalasan-da-artik-yonetemezsin.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!