Kapılar dillerini yutup kilitli kaldılar.
Kollarına değemez soğutamadığım ellerinden gerisi.
Yine bir hüzün ekledim sensiz sokakların gel gidinde, yüzümün çoğalan çizgilerine.
Durmadan 'garip'leşiyorum bu şehirde.
Gizli sokaklar malikanesinin, zengin suratlı koltuk köşelerinde,
Uyku soluklu, sarhoş sohbetler çarpıyor yüzüme.
Bir lir, neye ağladığını bilmeyerek yamanıyor soysuz adamların ellerine.
Kılıkları hiçbir sureti çağrıştırmayan insanlar arasında,
yalnızlığımın son perdesini giyiniyorum.
Dişlerimin arasından adın geçmeye yelteniyor, susturuyorlar.
Elimde, ezbere bildiğim bir hikayenin bitlenmiş satırları duruyor,
”Oku! ” diyorlar,
Susuyorum.
Dilimin ucuna mimlenen bir unutkanlıksın sen.
Ha çıktı, ha çıkacak hesaplarının dengesizliğinde,
Bir varmış, bir yokmuşlara dönüşeceğinden korktuğum ezbere bir hikaye.
Üzerimde taşıdığım sırıtkan bir huzursuzluk.
Aralarından çıkamadığım kalabalıkların kimsesizliği düşüyor üstüme.
Durmadan 'yalnız'laşıyorum bu şehirde.
Dehşetler bile yavan kalıyor,
Sensizliğin köküme kibrit suyu salmış lirikliğinde...
İkinci el bir hayat taşıyorum sırtımın nasırlaşmış iskeletinde,
Korsan bir yürek, postal seslerinde aklını kaçıran…
Canımı pazarlarda satalı çok oldu.
Haraç mezat intihar yüklediler kamyonlara, sınırını geçemediler hiçbir ülkenin.
İçinden beni doğuran acıları vurdular sırtlarına,
Sırtları Artos kadar dayanamadı Nemrut suratlı acılarıma.
Kerbela'da bir cehennem sıcağına bürüdüler düşlerimi,
Çobanaldatanlar izini çoktan kaybettirdi gideceğim yerlerin.
Ortada kaldım.
Yollar Cezayir Çıkmazı.
Bu sarmal nitelikli yorgunlukların defasında,
Biliyorum,
Gidişte, dönüşte yasak bana...
Ruhum, kaypak bir sadakatin sınırlarında buluyor kendini,
Dalgın unutkanlıklar biriktiriyor dirseklerimde, maşa başlarına.
Yeni yeni anlıyorum.
Şairler yalancıdır!
Ve “dokuz köy”, onlardan başka kimsenin yaşamadığı bir palavra uygarlığıdır…
Düşüncelerime empoze edilen bir baldırandan arta kaldı şaşkınlıklarım.
Yakarışları içiyorum avuçlarımdan, senden kurtulabileyim diye.
Seni sevmekten cayıyorum.
Yalan söylüyorum,
Yalan söylüyorum!
Yalanıma şairler bile çırak kalıyor…
Kendime gelmek için içimdeki çocuğunun yırtık ceplerini çitlembik oyunlarıyla dolduruyorum.
Fener alayına dönüyor yüzüm, gözlerinin esenliğiyle.
Şeytan uçurtmaları asıyorum, doğmamış günün gebe yüzüne.
Selamsız bandoları geçiyor önümden,
Seslerinden çocukluğumu dolduruyorum kaldırımlarda bekleşen konfeti renklerine...
Yine de yerleşik durmuyor sevinç dudaklarımın çeperlerine.
Zili çalınıp kaçılan evlerin kapısı gibi oldum.
Dışarı çıktığımda göreceğim manzarayı biliyorum.
Durmadan 'sensiz'leşiyorum bu şehirde…
Elime, piri olduğum oyunların şehvetinden dolma bir 'ben' alıyorum.
Sandıklarda barınan geleceğimi hiçe sayarak ve durmadan yalnızlaşarak,
Bakire umutların zırva gümbürtülerini ayaklarımın altına alarak,
Yaşlar biriktirip boğazımın göllerine, burnumun ucunda bir sızı bırakarak,
Yırtık pırtık bir otogar telaşına terk ediyorum beni.
Kimseden cayamadım.
'Ben seni uzaklarda,
Ben seni tuzaklarda,
Ben seni yasaklarla sevdim,
Ben seni yasaklarla...'
Ve şimdi,
Yazgımın bahtsızlığında,
Yazısı okunaksız yazgıma ağıtlar yakıyorum, silinmez mürekkeplerin diliyle.
Çarpılası kapılar bırakarak eleğin üstünde,
Sarılığı sokağı vurmuş yağmur birikintileriyle,
Yazgımın en müşkülpesent yerine terk ediyorum beni.
Kimseden cayamadım.
İçim,
Daim yazılan gibi,
Kendinden geçti yine...
Kayıt Tarihi : 10.12.2004 11:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Emine Tansu](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/12/10/yazilan.jpg)
Kimseden cayamadım.
İçim,
Daim yazılan gibi,
Kendinden geçti yine'' .... kendinden ( Kendi Köprüsü'nden ) geçmeden, kendine gelen.., kendine gelebilir mi ........? ''yerli yabancı'' - ''yabancı yerli'' şairin yüzü hangisi..?
saygı -selam ile..,
mehmet şakir karataş
Çok ilginç demiş ya,
bence de.
Bazen keni yazdıklarımdan bile neden bir şey anlayamıyorum?
Şairler hep şaşırtıyor beni...
Çok da hoş olmuş.....
'Yeni yeni anlıyorum.
Şairler yalancıdır!
Ve “dokuz köy”, onlardan başka kimsenin yaşamadığı bir palavra uygarlığıdır…
Düşüncelerime empoze edilen bir baldırandan arta kaldı şaşkınlıklarım. '
Çok ilginç....
TÜM YORUMLAR (5)