Yazılakalan 1. Şiiri - Mustafa Kuntay Kü ...

Mustafa Kuntay Küçük 2
1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Yazılakalan 1.

Dünden kalma yığınla giz... Her şey bir yana, çabucak yıkılan duvarlar ne de çabuk tekrardan örülmeye başlandı... Öyle ya bu bir iç savaştı, yıkılan sadece bir taraf olacaktı o da kendisi olan...

Peki, ne yapıyor böyle, , bekleyen neyi, kimi bekliyor böyle?

Saçı sakalı birbirine karışmış, ayağının altına ittiği aklını eziyormuşçasına şehrin delirmişlik rolünü oynuyor sanki... Onun için hayatı durdurmuşlar ve içinin bir köşesine varını yoğunu bırakıp gitmişler.

Ellerini ceplerinden çıkarmıyor, iç hesaplaşmasını yapıyor, yüzünde bir endişe tüm hesapları boşa çıkarıyor, ne yapsa olmuyor sanki.

Hep susuyor, yüreğiyle sözlenen hüznü, gözlerinin buğulanmasına eş düşüyor..
.
Yalnızlığı ayan beyan ortalıkta geziyor, ama bir türlü inceldiği yerden kopamayan bir düş adamın yanından ayrılmıyor gibi...

Attığı her adımda, tenhalarında bir yerlerinden sızım sızım sızlayan bir düş.

İstanbul karanlığına yıldızları sığdıramıyordu. Dilde konuşmalar sus pus, yanında bir valiz dolusu suskunluk taşıyacak kadar yük…

Bütün suskunluklar bir avuç mavi kadar uzak.

Koyu gri gecede omuzlarından bir tutam yalnızlık sarkıyordu…

Adam İstanbul'un gece karanlığında ceplerinde taşıdığı üç beş umuda ne de sıkı sarılmıştı…
Gecede kadınını yüreğinde taşıyan, onun bakışlarını dünyanın bakışlarına satmayan bir adam vardı…
Kadının varlığı huzurun adıydı... Adam aylardır bir düş boyu takip ettiği yolda kadınını bulmuştu… Adam sen sus ben konuşurum diyordu cümleleri kendi sesine dönüşürken…

Ve kadın susuyordu…

Kadın öylesine susuyordu ki, suskun binlerce harf bulunuyordu sustuklarında.

Kadının suskun kelimeleri yankılanıyordu gecenin sessizliğinde…

Adam onun gibi susmayı beceremiyordu… Dilinin ucuna ne kadar harf varsa “gecenin karanlığına öyle bir bağırmalıyım ki her köşesinden toplanabilmeli sözcüklerim” diye iç geçirdi.

Sessizlikle geceye konuşmayı ne çok alıştırmıştı kendini.

Kelimeler sorgusuz sualsiz…

Kadın " SUSTUM " diyordu.
Kadın yine susuyordu…

Ve adam gecenin saçlarına kelimeler takıyordu gece mavisi tokalardan.

……………………………………………………………………………………………………………

İlişkilerin basitliği, yüzeyselliği yalnızlığımızı dürtüklüyor.Anlaşılamayışımızı da bize verilen değersizliği de döküyor ortaya.

Basitliğin yarattığı bıkkınlığı, bıkkınlığın üstümüzde oluşturduğu çekip gitme isteğini yudumluyoruz ya da güneşin altında yudumlamaktan dahi usanıp fırlatıyoruz yarılayamadığımız konyak şişesini denizin ortasına.

Her gece Bodrum'da...

29.12.2022

İstanbul

Mustafa Kuntay Küçük 2
Kayıt Tarihi : 1.2.2023 15:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
ÖNCEKİ ŞİİR
SONRAKİ ŞİİR
Hikayesi:


Herkes Kendi hikâyesinin Kahramanı Aslında Güncesi... Yazılakalanlar dan.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!