Negünlere kaldık ey Yüce Rabbim,
Lağımı su deyip batan batana,
Dayanmıyor artık ihtiyar kalbim,
Aziz Milletime çatan çatana,
Yazık Vatana...
Adamda bir yüz var, yüze benzemez,
Hadi sende vur
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
Devamını Oku
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
güzel olmuş
Çapulcular öncü İmf sözcü
Şimdi bol keseden atan atana
Gazze esir düşmüş Ammarlar sürgün
Kahrolsun İsrail Doymuyor kan'a
Vatansız bir millet şimdi perişan
Görmeyen kör gözler bakan bakana
Yazık dersin hocam
Yazık Vatana
Yüreğine ve kalemine sağlık
Kalemin hiç susmasın
tebrik ediyorum tam+10 puan birakıyorum
selam ve dualarımla
Hocam, emeğinize sağlık. Memleketteki hadiselerin fotoğrafını çekmişsiniz. Güldürürken düşündüren zengin manalı ve kafiyeli mısralar...
Tebriklerim ve saygılarımla...
İ.Hakkı Cengiz
Duygularımı dile getirdiniz Kaleminize kuvvet
VATAN
Vatan sevgisi bu, ölçüye vurulmaz,
Nasıl hür olduk, bilmemiz gerek.
Bayraksız, yurtsuz asla durulmaz,
Nasıl hür olduk, bilmemiz gerek.
Kürdü, lazı, türkü, çerkezi,
Bu sevgide birleştirdi herkezi,
Kurtuluşa erdirdi, birliliğin sesi,
Bu yüzden geçmişi, bilmemiz gerek.
İstiklâl için, hepimiz birer er idik,
Her aileden mutlaka, bir şehit verdik,
Ne şartlar altında, kurtuluşa erdik,
Bu günlerin kadrini, bilmemiz gerek.
Vatanın bölünmesini, isteyenler var,
Birlik seli onların, topunu boğar,
Birimiz ölür se, binimiz doğar,
Özgürlüğün tadını, bilmemiz gerek.
İkide bir birileri, görüyor serap,
Fitne rüzgârından, koru bizi Ya Rab,
Olmadan, bu cennet vatanımız harap,
Kafalardan ayrılığı, silmemiz gerek.
22.10.96
Sevgili Kardeşim: Seyfeddin Karahocagil'e sevgi ve saygılarımla...
Günlerdir antoloji'deki kardeşlerimin şiir sayfalalarına birkaç cümlelik de olsa bir yorum düşebilmek gücünü kendimde bulamadım. Televizyonda izlediğim haberlerde insan ruhunu derinden yaralayan savaş görüntüleri ister istemez insan aklına
cevap arayan bazı soruların takılmasına sebep oluyor. Bir şeylerin yanlış gittiği kesin!
Çocukluk günlerimde gazetelerde boy boy resimleri çıkan Moşe Dayan ile Cemal Abdül Nasır döneminden beri Filistin Sorunu çözülemiyorsa bir şeyler yanlış gidiyordur veya bazı güçler bu sorunun çözümünü istemiyor demektir. Bu da varlıkları ve iktidarlarının devamının bu sorunun var olması ile mümkün olduğu kuşkusunu beraberinde getirmektedir.
Aklımın tarih süzgecinden geçmişin tarih sayfalarına kısa bir yolculuk yapıyorum: Ortadoğunun Haçlı Seferlerinin akınına uğradığı dönemde Sultan Selahattin Eyyubi'nin savaşta yendiği Hiristiyan askerlerine gösterdiği şevkat ve merhameti düşünüyorum. Aslan Yürekli Rişar'ın hastalandığında ölüm döşeğindeyken Sultan Selahattin'in kendi hekimini gönderek İngilizli Richard'ı tedavi ettirmesini düşünüyorum. İnsan ve toplum sevgisini kendine destur edinmiş, kendi kişisel çıkarlarından gönüllü olarak vazgeçen, ömrünü insanlığa adayan Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaşı Veli ve daha nice gönlü insan sevgisi ile dolu tarihin yüce bilge ve şahsiyetlerini düşüyorum... ve Osmanlı Dönemi : Sadaka, fitre ve zakat vermek için bir tek fakirin bulunamadığı Sultan II. Murat dönemi, kırk altı yıl adaletle yönetilen bir bir imparatorluğun Kanunî Sultan Sultan Süleyman dönemini düşünüyorum.
Bir de zalim diktatörlerin dönemlerini, insan ister istemez düşünmeden edemiyor. Önce kendi halkının en sonunda da kendisinin mahvına sebep olan zalim diktatörlerin isimleri yazmaya gerek görmüyorum. Bunları zaten biliyorsunuz.
Bir şeylerin yanlış gittiği kesin: Eğer ki; bir zamanların iki kutuplu dünyası tek kutuplu dünyaya doğru gidiyorsa, birileri Dünya Ticaret Merkezinin de aralarında bulunduğu İkiz Kuleler ve Pentagon gibi stratejik öneme haiz hedeflere yolcu uçaklarını canlı bomba niyetine kullanarak saldırı emrini verebiliyorsa, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Filistin, Afganistan, v.b... Dünya'nın dört bir yanına barış, kardeşlik ve huzur hakim olamıyorsa, Eğer ki iletişim çağında geldiğimiz günde dünyanın gündemine Küresel Ekonomik Kriz diye bir kavram giriyorsa bir şeylerin ters gittiği kesin...
Üretime teşvik edilmeden, kısıtlı imkanlarına insanın aklını alan çarpıcı reklamlarla lüks tüketime alıştırılan ve kredi kartı mağduru konumuna düşürülen vatandaşlarımızın sayısı: On sekiz milyon kişiyi geçti ise bir şeylerin ters gittiği ülkeyi tasarladığı bir yöne götürme gayreti içinde olduğu kesindir.
Dünyanın yarısı açlık ve kimilerinin vahim iddilarına göre bilinçli olarak topluma bulaştırılmış soy kırıcı hastalıklarla yaşam mücadelersi verirken, kimi ülkeler aşırı beslenmekten Kolesterol, Trigiserid yüksekliği gibi obezitenin kaçınılmaz sonucu kalp ve damar hastalıkları ile uğraşıyor ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar için ayrılan toplam ödenek; dünyadaki bütün açları doyurabilecek bir bütçeden daha fazlasına sahip ise bir şeyler ters gidiyor demektir.
Güzel yurdumun eli öpülesi güzel insanları işsizlik ve gizli açlığını onurundan dolayı kimseye sezdirmeme çabası içine girdiyse, Yirmi beş yıllık hekimlik hayatımda muayenehaneme utana sıkıla gelen dilencilerin sayısı; parası olmadığı halde bir tek hastayı kapıdan geri çevirmemiş olmama rağmen, gelen hasta sayısından daha fazla ise birşeyler ters gidiyor demektir.
Şimdi hayırlısı ile yeni bir yıla giriyoruz. Televizyon haberlerine bir göz atınız: Bir yanda bombalanan yerleşim yerleri, kucaklarda hastanelere taşınan yaralı çocuklar, Gözü yaşlı melek yüzlü anneler, Feryat eden babalar, elinden hiçbir şey gelmeyen ak sakallarına inci gibi gözyaşı süzülen dedeler; öbür yanda yeni yılı nasıl kutlayacağının şakınlığına düşmüş, büyük alış-veriş merkezlerinde çılgınca alış veriş yapan insanlar.
Gönül isterdi ki yukarıdaki satırların yerine Dünya'mıza barış kardeşlik ve huzurun hakim olduğu satırlar yazılabilseydi. Her ulus kendi gelenek ve göreneklerine göre kendi yurdunda özgürce yaşabilseydi de başka bir ulusun sömürü ve siyasi direktiflerine maaruz kalmasaydı.
2009 YILI 'nın bütün Dünya'ya barış, kardeşlik ve huzur getirmesini, savaşların son bulmasını, insanların özgürce üretim yapıp âdil bir paylaşım yaptıkları bir ekonomik yapıya kavuşmaları dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Yeni yıl siz değerli kardeşime, sevdiklerinize ve sizi sevenlere mutluluk getirir inşallah.
Her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerim ile muhteşem eserinizi tebrik ediyor kalemizin daim olması ve her dem güzelliklerin altına imza atması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Değerli sayfanız aracılığı ile bu yazımı okuma zahmetine katlanan sevgili antoloji üyesi ve antolojiye misafir olan kardeşlerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 30.12.2008.
Dr. İrfan Yılmaz.- TEKİRDAĞ.
BAYRAĞIMIZ BAĞIMSIZLIĞIN RENGİNDE DALGALANDIKÇA YARINA HEP YARINA OALCAK TÜRKÜMÜZ....
YORULMAK VAR AMA DURMAK YOK ...
EĞİTİM, TARİHİMİZ VE GELECEK ANAHTARI OLACAK TOPRAKLARIMIZIN...
TEBRİKLER TEŞEKKÜRLER....
Baba destur varsa bende yazayım
Alkış tutun yanlışıma hatama
Tesbit edin mazlumları ezeyim
Üç beş aydın rahmet okur atama!
Fırsat verin hortumlayıp yiyeyim
Tımar edin Türk'e katil diyeyim
Kuran'ın, yerine incil koyayim
Bana derler hızmet etti vatana
Ahmedi der doğru desem dışlarlar
Bu gerici diye söze bşlarlar
Hain diye sicilime işlerler
Nobel ödülü var vatan satana....
değişik, konusu mükemmel, gerçekleri yansıtan, övgüyü hakeden bir şiiri paylaştınız biz de kutluyoruz efendim. tebrikler, selametle..
Koçaklar diyarı toprağı yazım,
Erenler atının çaprağı bezim,
Yesi güllerinin yaprağı yüzüm,
Kutsal değerini satan satana.
Yazık vatana…
Duyarlı yüreğinize ve usta kaleminize saygılar.
Bir yerden modullu kuyruk altları
Gözünden tanırım ben bu zatları
Kök salmış belli ki ayrık otları
Ummadığın yerde biten bitene
Yazık Vatana..
Dörlüğüyle yürek katarak güzelliğünizi kutluyorum hocam gönül dolusu selam ve saygılar
Bu şiir ile ilgili 156 tane yorum bulunmakta