umudu sarmalarken sabah salası
kıt aklıma kurt düştü kozasını örüyor,
gözlerimde meçhule uzanan bir sürgün
bakışlarım patladı patlayacak gonca,
bahardan sarhoşum, beynim yalpalıyor
kuşlar konuyor kollarıma, baksana
yar serçe olup gözlerimi gagalasana! ..
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Eski radyolarda bir ipin ucuna bağlı ibreyi çevirerek en net frekansı bulmaya çalışmak ne keyifli bir işti.
Kısa dalga bilmem kaç ila bilmem kaç arası burası bilmem hangi kentin radyosu.
Tam tutturdu mu frekansı, ‘’ hah dur dur elleme kalsın oğlum.’’ derdi rahmetli dedem.
Şiir okuru böyle bir frekans aralığında gezdiriyor.Bir iki cızırtıya rağmen net sesler var.Hem de çok net çekiyor çoğu yerde.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta