Yazı 097 Siz Din Adamımısınız?

Necdet Erem
1570

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Yazı 097 Siz Din Adamımısınız?

Netten Sosyal Paylaşım sitelerinde Yazmış olduğum dini, felsefi içerikli yazılarımdan rahatsız olan bir Dostun bana yönelttiği sorular ve O Dosta cevap olarak yazılmış bir yazıdır.

Selamun aleykum ve rehmetullahi ve berekatuhu ebeden daimen.
Biismisubhanehu, ve inmin şeyin illa yusebbihu bihemdihi.

Değerli Kardeşim.
Yazılarımda bir Müslüman’ı değil,
Hiçbir insanı rahatsız edecek bir taraf göremiyorum.

Yazılarım dayatma değil düşündürücü özelliğe sahip olduğundan kırıcı olabileceğini sanmıyorum.

Yaşamı sonucu itibariyle düşünüp, sorgulayıp ANLAMLI, AMAÇLI YAŞAYARAK HAYAT MÜCADELESİNİ AMANSIZ HALE GETİRMEMELERİNİ TAVSİYE EDİYORUM.

Maksadınızın ne olduğunu bilmiyorum.
Amma soruduğunuz sorulara cevap vermeyi bir vazife bilerek aklımın erdiği, bilgimin yettiği kadar cevaplamaya çalışacağım.

S.
Siz din adamımsınız?

İslam’da Din adamı diye bir sınıf yoktur.
Ruhbanlık yoktur.

Dindar vardır, din âlimi vardır.
Ben ne din adamı, nede din âlimi değilim.

HER MÜSLÜMANIN OLMASI LAZIM GELDİĞİ KADAR Dinini yaşamakla mükellef, yaşanma zeminlerini kurmak, kollamak, korumak ve yaymakla mükellef bir Müslüman’ım.

Veya olmaya çalışan bir dindarım.

Dinin adamı olmaz.
Herkes dininden, dinini öğrenmekten, yaşamaktan, korumaktan, kollamaktan, tanıtmaktan mesul ve mükelleftir.

Dinini ÖĞRENMEYİ VE ÖĞRETMEYİ KORUMAYI VE KOLLAMAYAI DİN ADAMI DEDİĞİNİZ MAAŞLI MEMURLARA bırakırsanız DİNSİZ KALIRSINIZ.

DİN VEKÂLET İLE İŞLEYEN BİR KURUM DEĞİLDİR.

Her inananın dini ne olur ise olsun,
Dinini korumak, kollamak, yaymak gibi,
ADINA TEBLİĞ VE İRŞAD DENİLEN VAZİFESİ VARDIR.

Her inanan inandığı dinin temsilcisi,
İman ettiği peygamberin DAVA VEKİLİDİR.

Peygamberlerde beşerdir.
İrtihal ederler amma dinler bakidir.
ÜMMETLERİNİN ŞUUR, BASİRET, AZİM VE GAYRETİ İLE İLELEBET YAŞAR.

S.
Siz Diyanet işleri tarafından görevli bir misyonermisiniz?

İslam dininde misyonerlik gibi bir statü yoktur.
Mücahitlik, mürebbilik, muallimlik, mürşitlik gibi bir statüler olabilir.
(Her türlü irşat ve tebliğ şartlarını içerir.)

İster İslam dini isterse başka dinler, sosyal ve siyasal dünya görüşleri “RESMİ KURUMLARIN MAAŞLI MEMURLARININ ” himmetine bırakılacak kadar basit ve değersiz değildir.

İnsanız elbette bir birimize doğru bildiğimizi saygı kuralları içinde tebliğ etmek zorundayız.
Aynı gemide seyahat ediyoruz.
Onu ve ondaki yaşam koşullarını koruma adına, doğruları doğru bir dil ile anlatmalıyız.

Bakınız hayatı anlamsızlaştıran,
Dünyayı besir kampına dönüştürüp,
İnsanı idam emri verilip infaz gününü bekleyen bir mahkûm konumuna getiren İNKÂRCILAR bile insanlığı inkârcı olmaya HAYATI ANLAMSIZ VE AMAÇSIZLAŞTIRMAYA davette hummalı bir çalışma içinde iken;

Bir Müslüman’a dinine hizmet etme! ..
Her şeyi yaratan Allah’ın varlığına şahadet eden kainat kitabının kudret ayetlerini nazarı dikkate verme! ..
Kur-anın hakkaniyetini, Resulün mükemmelliğini anlatma! ..
Dini değerleri hayata geçirmede en etkili bir yol olan ölümü hatırlatma! ..
Demek! ..
Bunları bir Müslüman’dan istemek,
Dinsizlik ve dinsizler adına,
Dinini tek et ve korumasız bırak demekle aynı manaya geldiğinin acaba farkındamısınız?

S.
Allah ve Resulüne kimin daha yakınlığı hakkındaki sualinize,

- Onu ancak Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir.

Amma Allaha yakınlaşma yolları vardır.
Bunların başında gelen de Cihad’ı fisebilillahtır.

Allah’ı bilmek, sevmek, korkmak
Allah’ın dinini yaşamakla beraber,
Zaman ve şartlara göre, gücü ile ilmi ile parası vs. ile
İHLAS VE SAMİMİYET İÇİNDE yayma gayreti içinde olmaktır.

“YEKULULLAHU LİDDÜNYA UHDİ MİMEN HADEMENİ” Hadisi şerifi ile
“ ALLAH DÜNYAYA HİTABEN, DİNİME HİZMET EDENE HİZMET ET” diye buyurur.

Kulun Allah’a yakınlık derecesini ancak Allah bilir.
Amma Allah’a inanan ve O’na kulluğu kâinata sultanlığa değiştirmeyen,
Her Müslüman,

Allaha yaklaşmak ve onun rızasını kazanmak için son nefesine kadar Allah’ın dinine Allah’ın istediği gibi hizmet etme gayreti, aşk ve heyecanı içinde olur.

S.
- Neden İnsanlara ölümü hatırlattığıma gelince,

Hayatın tek hakikati var oda ÖLÜMDÜR.

Allah Kitabında, Allah’ın Resulü de birçok hadislerinde Ölümü hatırlatıp bize de hatırlatmamız gerektiğinin altını çizmektedir.
“EKSİRU ZİKRA HADİMÜLLEZZAT.”
Hadis bil mana:
Sizi imandan ibadetten, ahlak ve adaletten uzaklaştıran gafletten uyandıracak ÖLÜMÜ ÇOK ZİKREDİNİZ.

İmanın esasını teşkil eden AMENTUBİLLAHİ VEBİL YEVMİL AHİR inancıdır.

Allaha ve ahitere inanmadan,
herhangi bir dini benimsemenin bir manası olmadığı gibi;
İnançsız yaşamanın da hiçbir anlamı yoktur.

Çünkü inanç hayata anlam kazandırıp yok olmak için bir ömür sürünmenin manasızlığını gösterip hayatı iman ile anlamlandırır.

İnandığı halde dünyanın gaflet verici meşguliyetleri ile ebedi hayatını ihmal edip kendisini cehenneme götüren şeylerden kurtulma gayreti ve hassasiyetini kaybetmiş olan kardeşlerimize de ÖLÜMÜ hatırlatıp kendilerine gelmelerini sağlamak her mü-minin hem dinine karşı bir birilerine karşı kardeşlik ve mü-minlik vazifesidir.

Bu konuda ÖZELLİKLE EMRİ BİLMARUF VE NEHYİ ANİLMUNKER vazifesine ait Ayet ve hadisler diğer konularla mukayese edilemeyecek kadar çoktur.

Çünkü İslam’ın yaşanma imkânı;
Müslüman’ın EMRİ BİLMARUF NEHYİ ANİL MÜNKER VAZİFESİNİ YAPMADAKİ GAYRET VE HASSASİYETİNE BAĞLIDIR.

DİNİNE SAHİP ÇIKMAYANIN, HİZMET ETMEYENİN,
DİNİ’de DİNDARLIĞIDA TARTIŞILIR.


İnsanlık tarihinde doğru veya yanlış hiçbir sistem ve hiç bir nizam büyük kitleler tarafından kendiliğinden kabul edilmemiştir.
Her hangi bir nizam ve ideolojinin kabul edilmesi için mutlaka o nizam ve ideolojinin davetçilerinin bulunması gerekir.
Bütün sosyal ve siyasal hareketlerde olduğu gibi Dinler için de bu genel kaide geçerlidir.

İşte aşağıya Emri bilmaruf nehyi anil münker – İrşat ve tebliğ ile ilgili birkaç ayet ve Hadisi şerifi yazıyorum.

İnşallah bana da sana da faydası olur.

Sizden, insanları hayra çağıran,
İyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk olsun
(Âli İmrân, 3/104) buyrulur.

40. Biz, onlara vâdettiğimizin (azabın) bir kısmını sana göstersek de veya (ondan önce) seni öldürürsek de sana ancak (Allahın emirlerini) tebliğ etmek düşer. Hesap yalnız bize aittir. Bize aittir. 13 - RAD/40,

Günah işleyenlerin bulunduğu bir toplumda önlemeye gücü yeten kimseler olduğu halde bunu engellemezlerse, Allah cc., kendi nezdinden onların hepsini kapsayan bir azabın gelmesi pek yakındır
(Ebû Dâvud, Melâhim 17: İbn Mâce, Fiten, 20; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 361, 363, 364, 366):

İnsanları irşatta bulunmak, onların dünya ve ahirette saadet ve selametleri için çalışmak demektir.
Bu nedenle insanları iman ve ibadet, ahlak ve adalet adına irşâd önemli bir görevdir.
Bu görevi toplumda fert ve cemaatlerin üstlenmemesi, toplumun hepsinin sorumluluğuna sebep olur.

Şunu yeminle söylüyorum ki;
siz ya iyiliği emreder,
kötülükten sakındırmaya çalışırsınız;
aksi halde Allah size içinizdeki en kötülerinizi size musallat eder.
Sonra hayırlılarınız dua eder,
fakat duaları kabul olunmaz.
(Ebu Dâvûd, Melâhim, 17; Tirmizî, Fiten, 9; Ahmed b. Hanbel, V, 388, 390, 391) .

Allah Resulune, insanların en hayırlısının kim olduğu sorulunca, şöyle cevap vermiştir:
İnsanların en hayırlısı en çok okuyanı,
en muttaki olanı,
iyiliği en çok emredeni,
kötülükten en fazla sakındırmaya çalışanı ve en çok sıla-ı rahim yapanıdır
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 432) .

Hz. Peygamber, Veda haccı hutbesinde,
Dinî emir ve yasakların, bilgilerin nesilden nesle, aktarılması ve irşat faaliyetinin sürdürülmesi için ümmetine görev yüklemiştir.

Bu da tebliğ görevidir.

Sizden hazır olanlar, burada bulunmayanlara sözlerimi ulaştırsınlar.
Umulur ki, bunları burada bulunmayanlar, bulunanlardan daha iyi anlar ve korur (Ahmed b. Hanbel, V, 41) .

Son olarak Yine Allah’ın kitabı Kura-nı Kerimden bir ayet ile yetineceğim.

Siz insanların faydası için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.
İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız.
. (Âlu İmrân, 3/110) buyrulur.
Onu en hayırlı yapan; iyiliği emretme, kötülükten sakındırmaya çalışma, başka bir deyimle irşat görevini ifa etme özelliğidir.

S.
- İnsanların akılları yok mu siz neden müdahale ediyorsunuz?

Eğer aklı inanmaya kâfi gelseydi.
Allah Resul ve Kitap göndermezdi.
Sonra akıl sahibi olduğu halde aklı hayrette bırakan davranışlar sergilemeyen insan mı var? ..
(bunu görmek için insanların genel davranışlarına bakmak yeterlidir sanırım.)

S.
Dine hizmet görev ve yetkisini kimden alıyorsunuz?
- Dinim adına görev YETKİSİNİ KİMSEDEN ALMAMA GEREK YOK ZATEN BU VAZİFE BANADA DİNİN SAHİBİ OLAN Allah tarafından,
Her Müslüman’a emredildiği gibi BANA DA EMRETMİŞTİR.
Bu bir yetki değil,
YERİNE GETİRİLMESİ GEREKEN EMİRDİR.

Dini İrşat ve tebliğin yeri zamanı yoktur.
Din Allahın dini olup yeryüzünden fitne kalkıncaya kadar Müslüman’a cihat farzdır. Bakara 193 - Enfal - 39

İşte Sultanuşşuara.
Rahmetullahi aleyh.
Necip Fazıl KISAKÜREK.

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet! ……/.. DER.

Vicdan muhasebesi ile VİCDANİ SORUMLULUĞUN DA BİR BİRİNDEN AYRI OLDUĞUNUN DÜŞÜNÜLMESİ dileklerimle.

EVET, İRŞAT VE TEBLİĞİ TERK EDEN
DİNİNE VE DİNİ HAYATINA KAST EDER.

Şimdi sonuç olarak,

Değerli Kardeşim.
Eğer Allah ve Resulünden,
Kitap ve hesap tan ve onları ihsas ve ihtar eden sorumluluklarımızı his ettiren yazılarımdan SIKILYOR İSENİZ benim yazılarımı okumazsınız hepsi bukadar.

Subhaneke la ilme lena illa ma allemtena inneke entel alimul hakim ve ahiruddavahum enilhamdulillahi rabbil alemin.

Elbaki huvel baki.

Necdet Erem
Kayıt Tarihi : 16.1.2012 00:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Necdet Erem