Yazı 091 RİSALE'İ NURLAR HAKKINDA.

Soru:
Risale-i Nur okumayan ne İslam nede Kur´anı anlayamaz derler.
Ben bunu diğer tarikat ehli kardeşlerimizden de duydum.
Peki ben bu risale-i nur külliyatını nereden temin edebilirim?

Cevap:
Risale-i Nurlar hakkında;
Yukarıdaki soruyu soran bir dosta,
Risale-i Nurların Önem, öğrenme ve temini adına yazılmış bir cevaptır.

Yazımı herkes kabul etmek zorunda değildir.
Risale-i Nurları merak eden,
Onlar ile iştigal eden,
Hakkında bilgi edinmek isteyen dostların istifade edebileceği kanaati ile paylaşıma sunulmuştur.

Risale-i Nur okumayan ne İslam’ı, nede Kur-an’ı anlayamaz iddiası maksadı aşan bir mübalağa dır.

Her meslek ve meşrep sahibi, meşrep ve mesleğinin muhabbeti ile farkında olmadan başka meslek ve meşrepleri ya inkar ya batıl veya nakıs göstermek gibi bir hata içine girmektedir.

Bu cemaat içinde sun-i bir dinamizm sağlasa da Müslümanlar arasında menfi bir muhalefete sebebiyet vermektedir.

Bu konuya, yine Risale-i nurdan ve Nur talebelerinin EN AZ ONBEŞ günde bir okumaları tavsiye edilen, cemaat içi dinamizm ile cemaatler arası muhabbeti temin adına; Yirminci Lama olan İhlas Risalesine bakmak yeterli olacaktır.

“Mesleğim haktır veya daha güzeldir, demeye hakkın var.
Yalnız hak benim mesleğimdir, demeye hakkın yoktur.”

”Müsbet hareket etmektir ki; yani kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmek. Başka mesleklerin adaveti ve başkalarının tenkisi, onun fikrine ve ilmine müdahale etmesin; onlarla meşgul olmasın.”

”Belki daire-i İslâmiyet içinde hangi meşrebde olursa olsun, medar-ı muhabbet ve uhuvvet ve ittifak olacak çok rabıta-i vahdet bulunduğunu düşünüp ittifak ederek...”

”Ve haklı her meslek sahibinin, başkasının mesleğine ilişmemek cihetinde hakkı ise: Mesleğim haktır yahud daha güzeldir diyebilir. Yoksa başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini ima eden, Hak yalnız benim mesleğimdir veyahut Güzel benim meşrebimdir diyemez olan insaf düsturunu rehber etmek.”

”Ve ehl-i hakla ittifak, tevfik-i İlahînin bir sebebi ve diyanetteki izzetin bir medarı olduğunu düşünmekle...”

Risale-i Nurdan alıntılarda görüldüğü gibi meşrep ve meslek TAASSUBU hoş görülmemiş ve RED EDİLMİŞİTİR.

İslam ve kur-an Risale-i Nurlardan öncede vardı anlaşılıyor ve yaşanıyordu;
Şimdide var, bundan sora da kıyamete kadar var olacak anlaşılacak ve yaşanacaktır.

Kur-anı ve İslam’ı Risale-i Nurlar veya herhangi bir eser ile sınırlamak doğru değildir.

Ancak her asrın, her milletin imkan ve şartlarından dolayı kendine has özellikleri vardır. Bu özel hallerdir ki her asır ve her millet kendi idraklerini tatmin, ihtiyaçlarını temin adına tefsirler yazmış, müçtehitler yetiştirmiş, bir birinden farklı içtihatlar ortaya koymuşlardır.

Dünyanın Marksist ve materyalist bir iklime girdiği hengamda İNKAR-I ULUHİYYET dünya çapında imanı İslam’ı tehdit edince kafirlerin, müşriklerin, münafıkların siyasi hakimiyetleri ile idari baskılar;

Kominizim ve kapitalizmin insanlığın başını döndüren gelişmeler ve dünya genelindeki hakimiyetleri, Müslümanlarda dahil olmak üzere insanların dikkatini dünya ve dünyalıklara çevirmiş İslam itikadını tehdit, şeriatını suç sayarak içtima-i hayatta mahkum etmiştir.

İşte İslam’ın suçlu ilan edilip, Müslümanların mahkum edildiği böyle bir zamanda Bediüzzaman Said Nursi Hz. leri, İmanın tahkim edilip İslam’ın güçlendirilmesi adına AKSİYONER bir eser olan Risale-i Nurları savaş meydanlarında, memleket hapishanelerinde, sürgünlerde, şartlarının imkansızlığına rağmen İDAM TEHDİTLERİ ALTINDA, Allah’ın inayeti ile kaleme almış;
Önce Barla ve Isparta’yı, sonra Türkiye’yi iman derslerinin verildiği bir YAYGIN EĞİTİM MÜESSESESİNE çevirerek köyünden kentine, hapishanesinden, ticarethanesine,

Evlerde işyerlerinde, çocuğundan büyüğüne, ninesinden genç kızına, işçisinden patronuna, memurundan müdürüne, ırgatından çiftçisine kadar herkesin kalbinde İMAN VE İSLAM HEYECANINI ALEVLENDİREREK;

İslami ilimlerde alim olmasa da;
İMAN VE KUR-AN HADİMİ olarak çok büyük bir kitlenin vücut bulmasına vesile olmuştur.

Bu gün ise bu Nur dershaneleri CEMAAT MENSUPLARINI MEŞREP MUHABBETİNDEN KAYNAKLANAN BAZI İFRATKAR düşünce ve davranışlarına rağmen;

Allah’ın lütuf ve keremi ile bütün dünyada vazife görmekte olup,
Dinini dünyalık mal, makam vesilesi değil;

Sadece Allah’ın rızası için öğrenen, yaşayan, yaşatan ve yayan,
Sahabi heyecan, aşk ve şevki içinde bir nesil yetiştirmiştir.

Dostların hasedle tenkidi,
Düşmanların adavet ile tazyikine rağmen,
Kendi tabiri ile HUSUMETE VAKTİ OLMAYAN MUHABBET FEDAİSİ,
ALTIN NESİL emin adımlar ile yoluna devam etmektedir.

Bu mukaddeme yi müteakiben;
Risale-i Nurlara özel bir bakış ile! .

İster arızi, ister semavi bütün Dinlerin,
İnsan hayatına anlam ve amaç kazandıran,
Allah’a ve ahirete inanma, ibadetin inananlar için fazilet olmasının yanı sıra;

AKIL VE MANTIK SAHİBİ HER İNSAN İÇİN, HAYATA ANLAM KAZANDIRMA ADINA BİR ZARURET olduğu temel prensiplerini inkarını imkansız kılacak netlikte ispatlayıp,

Sadece Müslümanları değil tüm inananları münkir ve müşrikler karşısında başları dik, alınları ak, davalarında hakın temsilcisi olmanın güveni içinde bütün dünyaya meydan okuyacak bir bilgi birikimi ve ifade yeteneğine kavuşturmuştur.

Risel-i Nurlara.
Tefsir derseniz, yeridir,
Kelam derseniz, özüdür,
Siyer derseniz, hakikat menba-ıdır.

Felsefe derseniz,
Vahyi ilahiden, Resul sünnetinden, Feyzini alan imanlı filozof mektebidir.

Mantık derseniz,,
Hayata anlam kazandıran en isabetli hak ve hakikat yoludur.

Sosyoloji derseniz,
Hayatta;
barışa, huzura, mutluluğa ve kardeşliğe kaynaklık yapan,
Kur-an havz-ı kevserinden süzülmüş ma-i züladen mamül şerbettir.

Psikoloji derseniz,
İnsanın içini kaplayan, karartan, hafakan, kaos ve buhranları kovan dağıtan düşünce ve davranışları müsbet amaca yönlendiren, her şeyin iyi ve güzel tarafını görmeyi öğütleyen ve öğreten, yaşamı cennet ve cemalullahı kazandıran bir ticarethane ve insanı sair mahlukatın üstünde bir makama hazırlayan eğitim alanı olduğunu anlatan ve ispatlayan Kur-an ikliminin Tevhid denizinden esen hayat bahş bir cennet meltemidir.

Bunlar benim gibi bir acizin aklına ve diline bir anda gelenler.
Bu konu ehline sorulacak olsa sanıyorum daha güzel daha isabetli, daha ikna ve tatmin edici, onun kameti kıymetine göre daha net ve güzel tarifler yapacaklardır.

Ne yapalım;
Buda benim talihsizliğim ve nasibimin kıtlığı.
Halime şükreder ve şairin dediği gibi derim.

Ağlarım ağlatamam,
His ederim söyleyemem,
Dili bağlı kalbimin,
Bundan çok bizarım.

Evet Risale-i Nurları nasıl ve nereden temin edebileceğinize dair soruya ise Nil yayınları, Yeni Asya yayınları, Nesil yayınları ve genelde Dini kitap satan tüm kitap evlerinden temin etmek mümkün.

Amma Risale-i Nurlar raflara mahkum edilecek, veya günlük haber kaynağı olan gazeteler gibi yalnız okunacak bir eser değildir.

O insanlığın geleceğini nurlandıracak fedakar bir nesil yetiştiriyor.
O nesle O’na has bir ekol ve mektepte ders verilir ve ders alınır.

O sadece şahısların kurtuluşunu değil,
Adından da anlaşılacağı gibi! .

Tüm insanlığı tehdit eden İNKAR VE ŞİRKİN ÖNÜNDE;
bencilliğe, parçalanmışlığa, yaşamın anlamsızlaştırılmasına, İnsanın ve İnsanlığın salah ve saadetini temin noktasında iyonize olarak varlık için de yok olmasına engel oluşturan SEDDİ ZÜLKARNEYN GİBİ ARZDAN ARŞA YÜKSELEN İMAN SURU, KUR-AN KALESİ,

İnsanlığın dünya ve ahiretini tehdit eden küfür karanlığını dağıtan ilahi nurların kaynağı Kur-anın beşeri aydınlatan nurdan bir meşalesidir.

Zamanın parçalanmışlığına, insan ve insanlık için cemaat bereketi ile okunup istifade edilecek KOLLEKTİF BİR AKIL, KOLLEKTİF BİR ŞUUR, KOLLEKTİF BİR BAKIŞ AÇISI KAZANMA VE KAZANDIRMA YOLUDUR.

Çevrenizde Risale-i Nur okumak, anlamak, anladıklarını anlatabilme yeteneği kazanmak için bir araya gelen Ağabeylerimiz, Kardeşlerimiz, Ablalarımız, Bacılarımız ve Kızlarımız her yerde vardır.

Onların çay toplantılarına katılır iseniz istifadeniz ziyadeleşir.

Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rızasını kazanan son nefesine kadar koruyarak,
Rızasını kazanmış bahtiyarlar ile haşr-u neşr olan talihlilerden olmamız dilek ve temennilerimle.

Allah’a emanet olunuz.
Selam ve dua ile.