Yazı 077 ESSULHU HAYR. Şiiri - Necdet Erem

Ülke ve insanımızın baş sorunu olan milliyetçilik (Kürtçülük ve Türkçülük) sorunu ve temel sebepleri.

Milli sorun yoktur.
Milliyeti sorun yapan milliyetçilikten beslenen haramzadelerin voli sorunu vardır.

Türkiye de dâhil olmak üzere, azgelişmiş ve geri kalmış ülkeler bu oyunun devamlı gösterimde olduğu bölgesel ve ulusal sahnelerdir.

Milliyet sorun değil.
Nihayetinde herkes insandır.
İnsani değerlerini koruyabildiği müddetçe.

O değerler ise İNSAN HAK VE HÜRRİYETLERİNE CAN, MAL VE IRZINA, DÜNYA GÖLÜŞ VE DİNİ İNANÇLARINA SAYGILI OLMAKTIR.

Milliyeti sorun yapmak birilerinin kazanç kaynağı, Birilerinin saltanat ve hâkimiyetlerini koruma paravanıdır.

Evet, Türkiye’de resmi ideolojinin dayatması, vesayetçi iktidarların emredersiniz komutanım teslimiyetçi korkaklığı ve satılmışlığı ile derin yapılanmaları temsil eden BÜROKRAT diktatoryası tüm sorunlara kaynak olarak yeterde artar.

Her sabah körpe beyinlere TÜRKÜM DOĞRUYUM ütopyasını ezberlettirip okutur iseniz, Kürt ırkının en az iki bin yıllık yurdu olan Doğu ve Güneydoğu Anadolulun dağlarına bölge insanına küfreder gibi esaret hissi uyandıracak NEMUTLU TÜRKÜM DİYENE sözünü işgal güçleri gibi yazarsanı!

(Söylendiği zaman doğru olsa bile; kullanım süresi geçmiş, muhatabın hastalığı değişmiş bir ilacın zehir saçmaktan ve öldürücü olmaktan başka bir işe yaramadığı gibi, nifak, tahkir ve tahrik edici bir söylem haline gelmiş sözün özellikle Kürt vatandaşlarımızın tarihi köklerinin bulunduğu bölgelerde kullanılmasının zarardan başka bir faydasının olduğu düşüncesinde samimi bir insan olabileceğine inanmıyorum.)

Elbette bölge insanının bende kürdüm ve Kürt olduğumu söylemek bir utanç ve ayıp değil hatta NE MUTLU KÜRDÜM deme refleksini tahrik etmiş olursunuz.

Ekonomik açıdan bakıldığında ülke ekonomisinin en büyük KARADELİĞİ bölgedeki savunma harcamaları ile DİPSİZ BİR KUYU GİBİ can ve mal güvenliği temin edilmeden bölgeye kalkınma amaçlı yapılan sınaî, ticari, zirai vs. vurgun ve soyguna dönüşen her türlü yadım ve yatırımlardır.

Sadece askeri harcamalara sarf edilen paralar ile DOZER VE İŞMAKİNALARI ALINIP BOMBA YAĞDIRILAN O DAĞLAR DÜZELTİLİP TARLA HALİNE GETİRİLEREK TARIM ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİRDİ.

Biz ve; sosyal ve siyasal yapısı bize benzeyen her ülkede, silahlı güçlerin varlıklarını koruma ülke insanının alın terinden ASLAN PAYINI ALMASINA MEŞRUİYET KILIFI GİYDİRİLEBİLMESİ İÇİN milli bir tehlikenin HERZAMAN OLMASI o kurumlar için hayati bir önem taşımaktadır.

Ben şunu bilir ve şunu söylerim.
Güçlü bir uluslar arası organizasyona üye olmayan ülkeler ve ülke milletleri KENDİ ORDULARININ ESİRİ OLMAKTAN ASLA KURTULAMAZLAR.

Amerika, Avrupa, SSCB bunun yaşanmış ve elan yaşanmakta olan canlı örneğidir.

Milli savaşlar uluslar arası organizasyonlar ile önlenebilir;
Tezinden hareketle, ne zaman ORTAK SAVUNMA BİRLİKLERİ KURDULAR Amerika’daki kuzey güney YANKİ savaşları, Avrupa’daki, Rusya’daki yüzyıl ve imparatorluk sevdasından kaynaklanan savaşlar son buldu.

Ekonomileri istikrar kazandı.
Siyasi hayatlarına şahsiyet, onur ve olgunluk geldi.
Eğitimleri at gözlüğünün dar açısından kurtulup küresel boyut kazandı.
İnsan hakları ihlalleri, faili meçhuller, baskı ve zulüm tarihe gömüldü.
Teknolojileri sınır tanımaz bir gelişme trendine girdi.

İşte deve de kulak değil tüy bile sayılamayacak faydalara bakınca, Allah kitabında neden ESSULHU HAYR dediği daha net anlaşılıyor.

EVET, SUL HAYIRDIR.

SAVAŞAN MİLLETLERİN FERTLERİ ARASINDA SAVAŞ SEBEBİ OLACAK HİÇ BİR MEŞRU VE MAKUL SEBEBP ASLA YOKTUR.

BİRBİRİNİ ÖLDÜREN VEYA ÖLDÜRMEK İSTEYEN ASKERLER BİRBİRLERİNİ RÜYALARINDA BİLE GÖRMÜŞ DEĞİLDİR.

Savaşlar saltanat sevdalılarının, deli devlet adamlarının, makamını ilelebet devam ettirmek isteyen haris komutanların GELECEK ENDİŞESİ VE DOYMAK BİLMEYEN HIRSLARININ GALEYANINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.

Bu konularda ben böyle düşünüyorum.
Yanlış ve hatalı isem, lütfen hatamı bana söyleyiniz! .