Yazı 018 (MESNEVİ NURİYEDEN BİR AÇIKLAMA.)

Mesnev-i Nuriye’den bir i’lemin düşündürdükleri.

Bil ki ey sevgili dost!

Herhangi bir şeyden uzak olan bir kimse,
Yakın olan kimse kadar o şeyi göremez ve o şey hakkında bilgi sahibi olamaz.

O hariçteki (olayın dışındaki) kimse ne kadar zeki ve bilgili de olsa, o şeyin varlığı hakkındaki sebep, sonuç, maksat ve mahiyeti, iç yapısı ve dış ilişkileri hakkında tereddütleri olduğu zaman, işin iç yüzünü bilen konu hakkında uzman olan kimse kadar söz hakkına sahip değildir ve olamaz.

Bunun gibi,
Avrupa filozof ve sosyologları(teknokrat ve bürokratları) ,
Siyasi, ticari ve teknik alanda maneviyatı unutacak derecede çok yoğunlaştıklarından dolayı, Ruh, Mana, Allah, Ahiret, Din, İman, İslâm ve Kur'ân'ın insan ruhuna vermiş olduğu ve vermeyi amaçladığı hayat hakikatlerinden pek uzak kalmışlardır.

Onların en büyüğü,
İslamiyet hakkında, İslamiyet’in güzelliklerinden haberdar olup, onu yaşayan sıradan bir mü-min gibi olamaz.

Tarih boyunca hayatın gerçekleri bunu tasdik eder.

Her işi ehlinden ve erbabından sorarken, en önemli olan, hayatımıza anlam kazandıran ve kazandıracak olan dini sorunlarımızı ehline değil de, konu hakkında hiç bir ehliyeti olmayan, sadece meslek niteliğinden başka sosyal bir yönü bulunmayan teknolojinin uzmanlarına bırakmamız, dünya işlerinde geri kalmışlığımızın bizi içine itmiş olduğu ruhsal erozyon ve kaotik kompleksin en açık bir örneğidir.

Bunun gibi, fizik kurallarının tespitinden hareketle, onları hayatımızın zorluklarını yenmede kullanan kaşif filozoflar, hayatın sırlarını, hakkın esrarını, Kur'ân nurlarını da keşfedebilirler diyemezsin.

Zira onların akılları gözlerindedir.

Göz ise kalb ve ruhun gördüklerini göremez.
Çünkü göz fiziğe bakar metafiziğe ise kördür.

Kalblerinde iman olmadığından.
Gaflet, o kalbleri tabiat bataklığında çürütmüştür.

(İnanan ve marifet ehli olanlar ithamımızın dışında olmak kaydı ile)