Yazı 016 Güçlü İnsanlar Şiiri - Necdet Erem

Güçlü insanlar ağır yükleri kaldıranlar ve taşıyanlar değil.

Zarar ve düşmanlık gördükleri insanlara karşı kalbinde kabaran kin ve nefret dalgalarını teskin ederek nefis ve şeytanı yenenlerdir.

Kaynanasının şiddetli geçimsizliğinden şikâyet eden gelin bir kızımızın derdine çözüm bulmamız adına bize yapmış olduğu müracaata verdiğimiz bilindik bir cevaptır.

Guruplarımızda da aynı sıkıntılardan muzdarip olan gelin veya kayınvalide dostlarımızın dikkatine arz olunur.

Sevgi ve saygılarımla.

Sa. Değerli Kardeşim.
Endişelerinde haklısın.

Olacakları da sen herkesten daha iyi his edersin.
Senin gibi birçok kızımızın yaşamakta olduğu geleneksel gelin kaynana geçimsizliğine bir nebze çözüm üretebileceğine inandığım, Çin'de yaşanmış veya ders alınmak üzere üretilmiş bir olayı anlatayım.

Sizin olayla ne kadar benzeşir bilemiyorum.
Olay moda mod aynı olmasa da temelde yaşanan problem nihayetinde bir Gelin ve Kaynana sürtüşmesi olduğundan dolayı faydasının olabileceğini düşünüyorum.

Çok kötü huylu, geçimsiz,
çevresine rahat yüzü göstermeyen bir kaynana gelinine dünyayı dar etmiş.

Zavallı gelin kurtulmanın yollarını aramaya başlamış.
bulduğu ve denediği bütün yol ve yöntemler maalesef fiyasko ile sonuçlanınca!

Sonunda bu zalim kadın ölmedikçe bana rahat yok diye korkunç bir kanaat hasıl olmuş.

Fakat o zalimi öldürdükten sonar başına gelecekleri de bildiği için;
onu öyle bir plan ile öldürmeli ki kimse ölümün bir cinayet olduğunu bilmemeli düşüncesi ile en kolay ve en şüphesiz yolun kadının yemeğine zehir katarak öldürmek olduğu kanaatine varmış.

Bu kararını tatbik etme düşüncesi ile kimyasal ilaç ve benzeri şeyler satan bir aktara gitmiş zehir istediğini söylemiş.

Akıllı aktar kadına!

— Kızım bu istediğin ilaç çok tesirli bir zehirdir.
Sen bunu hangi amaçla kullanacaksın?
Sakın bir yanlışlık yapmayasın diye güzel bir yaklaşım ile gelinin ağzından sözü almış.

— Tamam, seni anlıyorum.
Gerçekten de olaylar anlattığın gibi ise senin işin zor.
Bu zalimin zulmünden kurtulman için başka bir çaren de yok.

Amma.
Gel gör ki bu kadın yemeğine veya suyuna karıştıracağın zehrin etkisi ile ölür ise yapılacak olan en basit bir otopsi sonucu ölümün gerçek nedeni belli olur senide beni de içeri tıkarlar.

Ömrümüzün kalan kısmını hapishanelerde geçirmek zorunda kalırız.

Bak sana bir yol göstereyim.
Bu kadından seni risk almadan kurtarayım.

Fakat bu kurtuluş operasyonunu şöyle bir kaç aylık bir zamana yayalım.
Yani sana vereceğim zehirden Kaynananın yiyecek ve içeceklerine birer damla kat.

Hem o zalime yaptıklarını cezasını dünyada da çektirip,
sana yaptıklarının yanına kalmadığını gözünle de görme mutluluğunu yaşa.

Farkına varmasa da onu yaptıklarına bin pişman eldim.
Hem de gözünün önünde yavaş, yavaş öldüğünü görüp intikamını almış olursun

Fakat! ! !
Bu arada onun ölümünden senin sorumlu utulmaman için ona çok iyi muamele etmen lazım. Der.

Ve Zehir şişesini gelinin eline verir.

Gelin eve gelir,
her gün kayın validesinin yemeklerine,
içeceği sulara verilen zehirden birer damla damlatmaya başlar.

Fakat bunun yanı sıra şüphe çekmesin diye de kayınvalidesine çok güzel hizmetler edip, tatlı sözler ile de ileride gerçekleşecek olan ölümden dolayı kendisinden şüphe edilmeyecek bir davranış sergilemeye başlar.

Aradan bir iki ay geçtikten sonra gelinin zehirleme çabaları devam ederken,
kayın validesine yapmacık sevgi, saygı ve hizmetler kayın validenin kalbini yumuşatmış, kızgınlıklarını gidermiş, munis ve saygı değer bir hatun haline getirmiş.

Gelinde sadece işlediği cinayeti gizleme adına sergilemekte olduğu iyilik rollerini benimsemiş artık o hizmetleri içinden gelerek, severek ve isteyerek yaptığını fark etmiş.

Müthiş bir korku ve dehşete kapılarak zehri aldığı aktara koşmuş.

—Aman aktar Amca ben ne yaptım.
Kayın validemi öldürmek için verdiğim ilaçlardan dolayı o kadın ölürse ben yaşayamam.
Şu an biz onun ile ana kızdan daha çok bir birimizi seviyoruz.
Ne olur bana o zehrin tesirini giderecek bir ilaç ver.

Diye yalvarmaya başlamış.

Akıllı aktar gülmeye başlar ve
—Kızım endişe etmene gerek yok.
Benim sana zehir diye vermiş olduğum şey,
gerçekte zehir değil bazı güzel vitamin cinsinden ilaçlardı.

Ben ikinizin de içinde çöreklenmiş olan İnat ve İntikam yılanı ile kin ve düşmanlık canavarını öldürecek sevgi sermayesi, sabır ve hoşgörü silahını verip kullanma yolunu gösterdim.

Sen devamlı bir şekilde iyi davranınca onun içindeki huysuzluk yılanı öldü,
Onun rahatsız edici davranışları bitince de senin içindeki intikam duygusundan kaynaklanan düşmanlık canavarı yok oldu.

Hepsi bu.
—Endişe etmene gerek yok hadi evine dön,
yeni hayatına kaldığın yerden devam et. demiş.

Bu bize iyiliğin iyilik getireceğini,
Kötülüğün ise hiç şüphesiz kötülük doğuracağını göstermektedir.

İnsanların geneli kötülüğe kötülük ile karşılık verme yolunu seçer.
Onun için iyiliğe iyilik HER KİŞİNİN KARI, kötülüğe iyilik ise ER KİŞİNİN KARI demiş atalarımız.

Bu konuda verebileceğimiz çok örnekler var.
Bilemiyorum ama inşallah seninde bu dersten bir hissen olur sanıyorum.

Allaha emanet olunuz.
Allah kolaylık versin.
Kolay olmadığının farkındayım.

Güçlü İnsanlar Ağır Yükleri Kaldıranlar Değil.

Zorlukları Sabır silahı ile yenen,
en değerli şey olan kalpleri sevgi sermayesi ile alan,
kini, nefreti hoş görü ve bağışlama ile yenenlerdir.

Sevgi ve hoşgörüde buluşmak dileklerimle.