Diyelim ki...
Baharın evlat acılı yüreği
Düşen son yaprağını örtünüp sevdamla dertleşti
Diyelim ki...
Türküsünü kaybeden bir ağıdın dileği
Teselli diye bu şiirimin kapısında bekleşti
Ey yar bildiğim...
Ben hiç saçlarından öte bir geline
Çeyiz edip gösteririr miyim senin helalliğini
Hani son gidişinden döndün ya...
Bilmem ki acaba
Hiç sakladın mı bana
Dalıp dalıp gittiğin bakışlarından
Olur ya...
Hesaba çekilecek saati bittiğinde
Gözlerinin dar ağacına yürürken
Şahitlik ettireyim gün batımlarının eşkiyalığına
Zaten derme çatma bir ayrılıktı
Hasret gazaba gelip üfledikçe
Koptu kıyameti
İki yakası bir araya gelmeyesicenin
Hem bakma sen gecelerin hoyratlığına
Uyandırılır mı hiç..
Yarin busesine sığınan gül uykusu
Uyandırılır mı hiç...
Çiçeklerin rüyasında gezinen nur kokusu
Oy benim...
Hasretiyle gönlümü öksüz öksüz büyüttüğüm
Oy benim...
Sevdasının değirmeninde ömrümü öğüttüğüm
De hele...
Dağlar yol verdiğinde
Mahçup mahçup yüzüne bakıp da utandı mı
De hele...
son geçide geldiğinde
Yorgunluğuna döşek olup da hakkına katlandı mı
Hey benim...
Yazgısını bağrıma gurur diye taktığım
Vuslatın iki büklüm duruşlu kapısına
Ah çekişlerinden kalma bir hikaye anlat ki
Yürek yangınlarının telaşı neden miş anlasın
Anlasın ki
Buyur ederken hor bakmasın
Irmak ırmak bekleşen göz pınarlarımıza
Kayıt Tarihi : 22.9.2012 23:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
emeğinizi kutluyorum. Selamlarımla.
TÜM YORUMLAR (57)