Yaz kasidesi Şiiri - Şahamettin Kuzucular

Şahamettin Kuzucular
46

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Yaz kasidesi

(NESİB,TEŞBİB, yaz tasviri)

Bu bahar geçti hazin, böyle gülzar utansın.
Bu mu dur şekli gülün, solduran yâr utansın.
Haziran korku saçar, bülbülün gönlü yangın.
Güle bülbül kurutur, say da miktar utansın.

Denizin bağrı yanar,'Çimse' der 'Ah güzeller'!
Yele dermiş ' Geri dur', terle rüzgar utansın.

Bu âdet üzre bu yaz, geldi dondurma, kaymak.
Bizi yaz ortası buz, kestiren yâr utansın.

Kayığın üzre çıkıp, oynaşanlar utanmaz.
Beni kum üstü atıp, yüzdüren yâr utansın.

Kimi ak tenli gelir, ihtimal öpmesin Ay?
Hele bak şalla kapar,açmayanlar utansın.

Suya mey döktü gurup, ben mi derdim ki yaksın.
İçerim böyle yanıp, içtiren var utansın.

Âlemin sevdiceğin yan,yatıp yanda dursun.
Beni hep böyle zebun, etti kızlar utansın.

Güneşin emri geçer, yaktırır dört cenahtan.
İtiraz yok ve naçar, kaç hükümdar utansın.

(GÜRİZGÂH: asıl bölüm olan medhiyeye geçiş için uygun söz düşürme)

Haziran yaz başıdır, yaz diyen,' Yazdı.' dermiş!
Hükümet af mı eder, der ki ihbar utansın.

(MEDHİYE)

Halimiz pür neşeden, kimsenin derdi yoktur!
Gariban kaldı diyen, sahtekârlar utansın.

Revâdır hakkı bilir, baş boğaz başta kalsın.
Fakirin hakkı mı var, varsa ambar utansın.

Kıyılar dalgalanır, hoplaşır, gel ki görsün!
Seni üryan bırakan, iktidarlar utansın.

Âlimin hükmü nedir, dümbelek hiç mi bilmez?
Davulun fos mu çıkar, fos de astar utansın.

Sıpalar oynamadan, merkebin keyfi gelmez!
Anıran dinlemeyen, bestekârlar utansın.

Âlimin en hasıdır, ihtisas barda görmüş!
Okuyan har ne bilir, bilmeyen har utansın.

O yaman ilmi bilen, ' olmamış' der se bitmiş.
İki laf bellemeyen, oldu serdar utansın.

Şiirin kırk dereden derlemek az mı gelmiş.
Bulamaz bin haneden, böyle defter utansın.

Bilumum derde kâdir, muskalar hiç mi bilmez?
Hekimin zulmü nedir? Kanlı neşter utansın.

Hüdâ bilmez mi alim, hangi kuldan çıkarmış.
O mühür yoksa alim, var diyenler utansın.

Bu kulun cürmü ne az, Mevlâ'nın emri kısmet.
Kaderim böyle demez, bin günahkar utansın.

Yazımız yazdı yazan, yazmayım yoz mu yazsın
Şu şirin köşke dolan bunca uygar utansın.

Ayağın Ay öpe, dur! Gün, başın üzre dursun.
Seni sırt üstü atıp, daldıranlar utansın.

Merâmım şerh edemem, ah hâlim laf mı dinler?
Utanıp söyleyemem, inleten yâr utansın.

(FAHRİYE: ŞAİR KENDİNİ ÖVER)

Övünür fahriyeden, çünki şart kendin övmek.
Beni gülden nazenin, söyleten zar utansın.

Diyemem kimseye ben var mı bir özge yazmış.
Bu şair üste şair var mı efkâr utansın.

(TEGAZZÜL: aynı kafiye ve redifle yazılan gazel bölümü.)

Ayağım yer mi görür, içse göz sularından.
Ab ı kevser bu mudur, derse kevser utansın.

Ne hazin şavkı vurur, yâr gözün aynalardan.
Beni sır camda boyar, böyle efkâr utansın.

Cemâlin söyleyemem, dillerim gayri dönsün.
Yüreğim böyle daim, dövdüren yâr utansın.

Tadamam şevk ile ben, ah dudak demlerinden.
Utanıp boynu düşen koydu eller utansın.

Badeler etme ziyan, akmasın leblerinden.
Ne ayıp öpme diyen, keş ziyankâr utansın.

Şarabın lezzeti çok, and içersem günahtır.
İçerim zahmeti yok, ver sitemkar utansın.

Hele gel gel salınıp, gel gülüm, gonca sensin.
Halimiz dönme dolap gül de gülzar utansın.

(DUA: şair övdüğü kişiye veya Allah’a dua eder)

Ne vakit hamd edeyim, Rabb’imin affı çoktur.
Beni hep farzdan yarım, koydu ağyar utansın.

Yaradan bolca verir, ülkemin derdi bitmez
Hüdânın emri sanar, müslümanlar utansın.

Haziran 2008

Şahamettin Kuzucular
Kayıt Tarihi : 18.8.2008 12:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şiirin Hikayesi Bu şiiri Özleşim tarzıyla yazılmıştır. Yüz otuzyıldır -yaklaşık olarak- kaside tarzında yazılan ilk eserdir. Kaside: Tanzimatçılara kadar yazılan kasideler, devrin büyüklerine, övgü veya yergi amaçlı yazılırlardı.Övgü tarzında olanlara medhiyye,yergi tarzında olanlara,Hicviyye denilirdi.Ayrıca Allah'a, hz. Muhammet 'e, dört halifeye ve velilere yakarma, övme konulu olanları da vardı. En az 33,en fazla 99 beyitten oluşur,gazel gibi,aa,ba,ca,da, vb şeklinde bir kafiye örğüsüne sahipti. Kasideler, medhiye, nesip-girişteki tasvirine- veya rediflerine göre adlandırılırdı. Klasik bir kasidede: Nesib(teşbib) giriş bölümü: Yazıldığı mevsimin ya da bayramın tasviri yapılırdı. Girizgah: uygun sebeb düşürme, nesip bölümünden asıl bölüm olan medhiye bölümün konusu arasında uygun bir sözün düşürüldüğü bölümdür. Medhiye: Asıl bölümdür,birsi övlür ya da yerilir. Fahriye: Şair kendini över. Tegazzül: Şiirin kafiyesine uygun bağımsız bir gazelin olduğu bölümdür. Dua: Şair, hamisine veya Allah'a dua eder.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Bilal Geniş
    Bilal Geniş

    Bu bahar, şevki yârim, mahvedenler utansın.
    Gülümün rengi gülüm, solduranlar utansın.
    Haziran korku verir, bülbülün gönlü yangın.
    Güle bülbül kurutur, öttürenler utansın.

    Yüreğine sağlık, Hocam...
    Selam ve saygılar...
    Ressam Bilal Geniş

    Cevap Yaz
  • Ümran Tokmak
    Ümran Tokmak

    Harika eserlerinize Antolojiden de ulaşabilmek iyi oldu.
    Hoş geldiniz değerli şair.
    Zevkli ve üstün donanımlı sayfalarınızda gezinmek
    ufku açıyor. Algılayabildiğim ölçüde:)))
    Teşekkürler... Tebrikler...

    Ümran Tokmak

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Şahamettin Kuzucular