Ağır bir hastayı ziyaret ettim.
SİZ...dedi,gözünü yumdu,ağladı.
Derdin nedir diye bir sual ettim.
YAZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Dedi benim adım aşk serserisi.
Baktım kalmış bir kemik,bir derisi.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
mükemmel olşmuş elinize dilinize sağlık çok hoşuma gitti tebrikler.
Uzun karşılıklı konuşma atışma havası gibi nefis bir şiir.Bunu ustanın kendisinden dinleyip aralarda iki mavara etmeli çay kahve içmeli ya neyse.
Bu internet ortamında ancak bu kadar oluyor ama buna da şükür.
Hiç olmazsa ustalarla bu şekilde tanışma şansımız var.
Saygılar selamlar ustam.
tebrik ederim bir konuşma ancakbu kadar güzel şiire dönüştürüle bilir...
Yurekten gelen sesler şiirin dizelerine yansımış. Tebrikler şairim
++YAZ DEDi AĞLADI
Ağır bir hastayı ziyaret ettim.
SİZ...dedi,gözünü yumdu,ağladı.
Derdin nedir diye bir sual ettim.
YAZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Dedi benim adım aşk serserisi.
Baktım kalmış bir kemik,bir derisi.
Dedi bak halime,yalan gerisi.
SÖZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Dedim yanıyorsun,bu nasıl iştir?
Dedi sen aldırma,benden geçmiştir.
Söndürmek istersen çabuk yetiştir,
BUZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Başını okşadım,yanına çöktüm.
Göğsünden bir iki düymesin söktüm.
Ağzına bir bardak soğuk su döktüm.
KÖZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Açtı gözlerini,boş baktı durdu
Dedim bir toparlan, hâlimi sordu
Dedim yaran nerde? kaltı oturdu
NAZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
''Bu yarayla insan ölürmü'' dedim.
''Hiç kendini böyle salırmı'' dedim.
Bir yasin okusam,olurmu? dedim.
TEZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Dedim bu kim, seni böyle bitiren.
Adı..dedim, dedi ocak batıran.
Bir bu dertmi, dedim hasta yatıran.?
YÜZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Dedim nedir böyle giden, zoruna?
Benide ortak et dedim, sırrına.
Dedim yoksa aşıkmısın birine?
SAZ...dedi, gözünü yumdu ağladı.
Hasta haberini almıştım dedim.
O yüzden, kapını çalmıştım dedim.
Bir destan yazmaya gelmiştim dedim.
BİZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Lokman buralarda gezermi dedim.
Bu yaraya merhem ezermi dedim.
Adam da hiç seni üzermi dedim.
ÜZ...dedi gözünü yumdu ağladı.
Dedim nerden düştün bu ah-ü zâra?
Dedi ya neylesin,bülbül biçâre?
Acıktınmı? diye sordom bir ara.
AZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Biraz daha burda oturam dedim.
İstersen hekime götürem dedim.
Neye iştahın var, getirem dedim.
MUZ...dedi, gözünü yumdu ağladı.
Dedim bir faydası yokmu, paranın?
Dedi çaresimi, bahtı karanın?
Dedim üstündeki nedir, yaranın?
TUZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Dedim niye düştün elde, ayaktan?
Dedi, ben ayrıldım daldan, budaktan.
Dedim kollarını çıkar yataktan.
ÇÖZ...dedi, gözünü yumdu ağladı.
Dedim senin sevdiceğin nerdeydi?
Omuzunu çekti, boynunu eydi.
Dedim yoksa sana nazarmı değdi?
GÖZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Dedim kalk gezelim, olurmu böyle?
Dedi takatım yok, merhamet eyle.
Dedim hiç olmazsa adını söyle.
ÇİZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
Dedim Binali'yi üzdün, bu ara.
Dedi bari haber verme, o yara.
Dedim daha erken,bakma mezara.
KAZ...dedi,gözünü yumdu ağladı.
............................................16.11.2007
............................................
Binali Kılıç
yüreğine sağlık üstadım büyük zevk alarak okudum
Muhterem kardeşim, şiirinizi zevkle okudum haz aldım. yüregine düşüncene sağlık.Yaradan güzel gönüllere ilham vermişki, güzel şiirler yazsınlar, bizlerde okuyup şevklenelim. Herşey gönlünce olsun. Sevgi ve Muhabbetlerimle..
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta