Yaz da Kar Yağışı Şiiri - Urungu Şad

Urungu Şad
162

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Yaz da Kar Yağışı

Efkarlıyım, hem de nasıl
İyi çalmayacak ki fasıl
Emin ol dönmeyecek bu
Sefer kelebeğe, cânım tırtıl…

Minnet duy kalemime; çünkü dizginliyor beni…
Ama başlayacağım birazdan okutmaya Orçun’un zehiri…
Başladım bile!
Sen, göz göre göre attın ateşin içine; ama bilmiyordun ki aşkım da ateştendi, daha çok alevlendi. Kaş yapayım derken beni çıkardın mutluluktan…
Mesafeler koydun aramıza, gönül suskunluğu…
Bundan alâ uzak yok ki zaten…
Beni gömdüğün toprağı kazıp aydınlığa, sana ulaşma çabalarım da hep kapattın o ufacık delikleri, dahasını örttün üzerime…
Ama yılmadım. Aşıklar yılmaz ki…
Aşıklar, Yılmaz;
Yılmaz, Aşıklar.
Zaten çoktandır tanışıyorlar. Çok uzun zamandır…
Ben de çok uzun zamandan beri seviyorum seni, tâ yıllar öncesinden…
O kadar şanslı, gururlu ve mutluyum ki seni ilk gördüğüm, tanıdığım ândan itibaren aşktan öte gözle bakmadım. Bakmayacağım da…
Sevgime inat bakmayacağım! Yarışıyoruz onunla, kim daha çok sevecek diye…
Bir o öne geçiyor, onca yolu aşıp karşına çıkıyorum;
Bir ben öne geçiyorum, aynı yolu bir daha aşıp seni, sadece nefes alıp verme süresince görüp geri dönüyorum. Seni, sevgimden öte seviyorum…
Sana değer biçiyorum, canımı!
Al senin olsun diyorum, hayatımı!
Gelip kurmanı bekliyorum, yarınlarımı!
Ama Tanrı şahit, bir kez olsun demedim, yık umutlarımı!
Bir yılda, elin parmaklarını geçmeyecek kadar seni görmek ve az buçuk konuşmak, yazmış olduklarımı yazılana vermek; dönmek geri, yanımda getirmediğim sözlerle…
Kan kusmak hayata, umursamamak devam edenleri, üzmek hak etmeyenleri, içkilenmek bayılana kadar ve ayılmak ve tekrar bayılmak, göz yaşı kıtlığı çekmek, sürmek sefasını kahrolası acıların; haykırmak sana, duyamadığın hâlde; bitirmek kendimi içten, dıştan, her yandan, her şekilden ve ölmek, sonrası dirilmek ümitlerle…
Bunlar bile öyle güzeldi ki…
Onları dahi elimden aldın. Yalnız beni bıraktın çırılçıplak…
Hayata bak! Aşkının acısını çekmek bile yasak!
Neden engelledin bu yaşadıklarımı! ...
Neden değdi elin, elin eline!
Umut yıkıntısının enkazı da çöktü yüreğime…
Kör oldu bedenim o ân, diyemedim bile kendime “dayan oğlum dayan…”
Ama dedim ki, bu gördüklerin ömrüne ferman, bitişine…
Ruhum dönüp dedi ki, “yürü lan git işine…”
Lafını söyledikten sonra gülümsedi; ama nedenini hâlâ bilmiyorum. Bilmediğim yüzlercesi var, bir tane daha eklense ne olur?
Ne olurrr, ne olmazzz…
Bana yaptıklarının tek adı var: Olmaz!
Bu adın anlamını yazmaya cânım! da dayanmaz, ben de dayanamam, kalem de…
Kalem dayanır, dayatırım; çünkü dayanırım. Hep sen mi yalan söyleyeceksin, bir kere de ben söyleyeyim be…
Gelelim ne olur’a…
Ben, seni böyle de severim kabahatli’m!
Ama!
Ân gelir, ağzına “kendimi” sürerim. Yakarım!
Bilirsin, acı biber değil benim adım…

03.36
19.05.2006

Orçun~

Urungu Şad
Kayıt Tarihi : 19.5.2006 21:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Urungu Şad