Kızılca kıyamet.Dere yatağının ağzında kıraç bahçe
Ağustos renkli kuraklık.
Tarhların arasında eski zamanlardan kalma ayak izlerim
Günün tükenme vakitleri asker kaçağı dakikalar
Bir solukta uzanıyorum şeftalinin dalına.
Dişlediğim yerden hadi ,diyorum sana…
Suyun salınırken yoruluşu yalnızlıktan, kökteki sancı
Vuslatsızlıktan.Toprak lanetlenmiş bir bedevi,hırçın
Bulutların örttüğü gökyüzünden farklı değil yüzün
Bu aşk yani bu çile birbirine karışmış ısırgan otu
Yorgunluktan düşüp serildiğin yerde sarıyorum seni.
Dudaklarımda tuz boynumda ruj lekeleri
Seyvanın yanı başında tepeden tırnağa huzur dolu
Gözlerin.Bir arı durmaksızın kaşına saçlarına konmak
İçin telaşta .kıyamadığımdan değil ,kıskandığımdan belki
Bu kadar seni koruyuşum.İçimdeki ateşi saklayabiliyorum
Yelden sudan topraktan ısırganlardan arılardan
Ama senden asla.Can atıyorum bana vaat ettiğin
Görkemine nazına endamına yangılarına sancılarına
Ateş küresinin içine girmiş iki akrebiz sanki
Yaşamanın ve sevdanın çırasında tutuşan
Belki de kınından çıkan iki hançeriz
Aşkın Hıra’sında boğuşan
yirmiikiağustosikibinonyedi
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 23.8.2017 14:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Arslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/08/23/yaz-a-karsi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!