YAZ
Gene bulandı yüreğim,
Dolanır başım;
Yükselince nabzım birden,
Artar heyecanım,
Artar telâşım;
Bir kâğıt, bir kalem
Yetiştirin çarçabuk.
Gene kusacağım bir şeyler, belli..
Gene kusacağım;
Abuk-subuk.
Yaz! diyor aklım,
Yaz!
Senin dermanındır bu..
Yaz yalancı aşkları,
Elde çiçek, kapıda bekleyenleri..
Evdeki karısını aldatırken dostuyla,
Şehvete dayanamayıp, kalbi tekleyenleri..
Kurşun döktürüp gizlice başına
Falcıdan, büyücüden bir umut bekleyenleri.
Sonra çıkmayınca dilekleri..
Bütün sorumluluğu
Kâhinlere, medyumlara yükleyenleri yaz.
Yaz çalanları;
O, hırsızların en dürüstünü..
O, dürüstlerin en hırsızını.
Tükürünce yüzlerine,
Allah şükür diyen arsızını..
Gözleriyle âlemi süzen..
Bakar körleri,
Gözleri fersizini yaz.
Yaz!
Yalanı dolanı
Ümit diye satanları,
Milyonların rızkını
Bir lokmada yutanları,
Yetmiş milyonluk bu ülkeyi,
Uçuruma itenleri..
Viskiyle duş aldırıp sevgilisine,
Şarabı, ayakkabıdan içenleri..
Paparazzilere gülücükler saçıp,
Bir de dara düşünce kıçları,
Kaçanları yaz
Yaz ki, kaleminden kan damlasın;
Yaz ki, inekler de bunu anlasın.
Aman ha!
Sakın-sakın..
Bu milletin âhı yerde kalmasın.
Seni asacaklar ama
Gene yaz.
Bankerlerin hortumunun
Ne kadar uzun olduğunu,
Bu milletin pusulayı şaşırıp
Mâtemlere daldığını,
Tüyü bitmemiş yetimlerin
Gül benzinin solduğunu..
Yaz! bu devletin baba,
Babaların da devlet olmadığını.
Dürüstlüğün en büyük nâmus..
Nâmusun da,
Vergi vermek olduğunu.
Vergi kaçıran nâmussuz-imansızların,
Daha bu günden,
Yarınlarımızı çaldığını.
Yetkisi olan,
Başına buyruk bir sarhoşluk içinde..
Yetkisi olmayan vatandaşın da,
Buna hepten şaşırıp kaldığını yaz.
Yaz!
Güzelim çifte telliyi
Sirtakiye değişenleri..
İki üniversite mezûnu,
Beş dil bilip ama..
Mahkemelik olana kadar
Ana-avrat sövüşenleri..
Markı, doları, peçeteyi,
Başaşağı dökenleri..
Deveyi yuttular;
Danalar yedek de..
Gene doymaz gödenleri.
Ucuz kahramanlık ederken iyi de..
Kendilerine gelince ama,
Bol beddua edenleri.
Bir de.. yaz Bayram, yaz!
Kefen parasını bile bırakmadan
Bu dünyâdan
Habersizce çekip gidenleri yaz.
Yaz!
Öküzün pirenin altında olmadığını..
Parası olan her şeyi alır da,
Sevenin seveni aslâ alamadığını..
Tabiplerde derman tükenmiş,
Ah! tabip olmayanın da,
Bu derdi heç bilmediğini..
Yaz! Bahardan güze kadar..
Kış tez geldi, çetin gider.
Gözler yaşlı, elleri boş..
Başta acı, sonda keder.
Çakır gözlüm;
Beni, Türk hekimlerine emânet ediniz!
Demişti ya.
Sen, başı-dişi ağrıyınca
Bu ülkede hekim bulamayıp
Yurt dışına giden zavallıları da yaz.
Sokak çocuklarını yaz..
Beş karılı, kırkbeş çocuklu Hüso ağa
Devletten beş kuruş bile
Yardım alamazmış..
Onu da yaz.
Hâricî bedbahlarını biliyoruz da,
Bu dâhilîleri bir türlü
Bulamadığımızı yaz.
Devletin malını deniz,
Sâdık vatandaşını keriz,
Mahkeme kadıya kalmış
Hem bişirir,
Hem de yeriz..
Yaz, kalemin kırılmasın;
Aman kimse darılmasın.
Bayram, kendi idam sehpâsını
Kendi eliyle kuruyormuş.
Gördünmü.!
Aha gardaşım, onu da yaz.
Yaz!
Ölen otuzbeş bin
Maznun insan adına..
Şehitlere selâm olsun!
Gaziler varamadılar hayâtın tadına..
Yetiş! Çanakkale’deki ruh, yetiş!
Feryâdı arş-ı âlâya ulaşmış..
Bu milletin imdâdına.
Kayıt Tarihi : 26.3.2010 01:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!