Yaylada Yaz Mevsimi

Yeşil dağlar arkasında
Tahta balkonlu evlerde büyüdük
Merdivenlerde fesleğenler,
İğdeler, can erikleri, böğürtlenler
Yollara dökülür bahçelerimizden.

Çayırlı arıklarda
Sular pırıl pırıl akardı,
Serviler arasında yaz başlarında
Al yeşil olurdu tavşan başılar
Avlu önlerinde su gözlerinde
Her akşam kızılcıklar açardı.

Ekinler göğerirken tarlalarda
Dağlara doğru turnalar uçar
Bir telaş içinde balkona koşar
Dilekler tutardık dualarla,
Gelsin köyümüzden geçsin turnalar
Evimizin üstünden geçsin turnalar.

Her sabah dağ esintileri
pencerelerimizde,
Buzağılar güneşle uyanırdı,
Radyodan yayılan yayla türküsü
Berrak nağmelerle yurttan seslerden
Yeşil vadilere çağlar akardı,
“Dağlar seni nasıl beri edeyim
Bu hasreti yarsın geçsin yüreğim
Çeşmelerden akan soğuk sulardan
Bir tas içsin kansın yüreğim.”

Karlar erir, sular serindir,
Ekinler ıslak, başakta çiğ var,
Bir yaz çisentisi ile bir yağmur yağar
Damlalar derede gümbetle oynar
Sokağa yayılır karanfil kokusu
Her kuşluk vakti odaya dolar,
Samralarda açan güllerle başlar
Bizim yaylada her yaz mevsimi.

Harımın önünde lukka kurulsun
Yağ, yoğurt için ayran döğülsün
Gölgelik yerde yufka yazılsın
Yağlığı sarın, çıkın yollara.

En küçük olan, keçi gütmeye
Biriniz tarlaya, ekip biçmeye
Biriniz gündeliğe, taş kırmasına
Çay, şeker, tütün, tuz parasına.

Pazardan helvasız eve dönülmez
Karpuzlar yağlıklara sarılır
Gençler omuz omuza, kol kola olur
Ceplerde parayla köye dönünce.

En sevdiğimiz eğlence dombuldatmaca
İki çocuk hörgüçlere yapışık
Develer koşmuyor sanki uçuyor
Yarışın adı yıldız kapmaca.

-----------------
Tavşanbaşı: küçük yaz elması
Samra: hayvan gübresi
Lukka: yayık
Dobuldatmak: develeri koşturmak
Harım: bahçeleri çalılarla çevreleyençit.
Yağlık: çıkın