Merhaba gurbetçiler merhaba canlarım,
Selam size Demirci babadan, Sarıçayır'dan,Taz tepeden, Molla pınarından, Şahin pınarından, Keşlik yol ayırımından, Yüreğimin her yanından selam size, Elli yıldır aramıza gurbet girdi, Siz oralarda mutsuz, ben buralarda huzursuzum. Kör olası gurbet bizi bir birimizden ayırdı, hasretinizle göz yaşlarım sel oldu içime aktı, derdimi hiç kimse anlayamadı.
Paranın herşey olmadığını yaşayarak anladınız, iyi biliyorum hepinizin parası var,malı var, mülkü var ama eminim ki hiç biriniz huzurlu hiç biriniz mutlu degilsiniz. Maddeyi az çok kazandınız, amma bedel olarak manayı büyük ölçüde kayıp ettiniz, oysa burda hep birlikte bir arada ne güzel ne mutlu yaşıyordunuz. Örfünüz, adetiniz, geleneginiz, töreniz, inancınız ve itikatınız birdi insani değerler ve inancınız yaşam gayenizdi. Paylaşmayı, yardımlaşmayı iyi biliyor kusursuz uyguluyordunuz, Akrabalarla ilginizi kesmiyordunuz, Komşu hakkını çok iyi idrak ediyor göz ardı etmiyordunuz. Özünüzle sözünüz birdi, Cem oluyordunuz senede bir defada olsa küsleri barıştırıyor, bilerek veya bilmeyerek işlediğiniz günahlara tövbe ediyordunuz, Hastaları ziyaret ediyor, yoksula düşküne yardım ediyordunuz. Mazluma ağıt yakıyor, zalime lanet okuyordunuz, Dışarıdan gelen her misafiri hızır biliyor, hürmette kusur etmiyordunuz.Hak Muhammed Ali yolunu, güruhu naci biliyordunuz. Her zaman her yerde ezilenin, emekçinin saflarında saf tutuyordunuz. Hiç bir zaman zalimin kılıcını çalmadınız. Çalmazsınız! hepiniz iman sahibiydiniz, hakka hakikata bağlıydı özünüz
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman