Tuluk
Ebem...sabah serinliğinde, yoğurdu
kırmızı tuluğa*
boşaltır tencerelerden
yağını almak için bişşeklemeye koyulurdu
çatkı da çatılmış ardıç sırıkları
destek alırdı birbirinden
sıcak su da katardı arada...
söylenir hem de
belinden şikayet ederdi,
gücü yetmez yorulurdu
halalarıma yollardı
ağzı kapaklı
küçük helkelerle
lezzetine doyulmaz,
buz gibi ayran olurdu...
“gök çevre”yle başıma gölge
“teze ayran” güçcük helkede
sım sıkı bağlanır “azık çıkısı” bele
bindirilirim boz eşeğe
“-dah! ” de
Gayasekilere bayram olurdu gelişim
hoyraz ıscak eserdi
eşekden inmeden ayranı verirdim
bobam iki eliyle kavrar güçcük helkeyi
“-başgalarına galmayo ha! ” derdim
başkasına sunar ayran helkesini
bıyıklarını yen’iyle silerdi
DİPNOT:
* tuluk:hayvanın derisi yarılmadan yüzülerek, kızıl çam kabuğu(toz haline getirilerek) nda kırmızı rengi alana kadar bekletilerek(mavrulamak) yumuşaklığını kaybetmemesi ve kokmasının önlenmesi sağlanır.
bişşek (bişek) : yayık içindeki yoğurdun yağını ayırmak için ucu yuvarlak tahta(kenarı üç çentikli) lı, uzun saplı düzenek, yayık tokucu
çatkı:uclarından (çatılmış) birlikte bağlanan üç sırık
Kayıt Tarihi : 10.11.2007 18:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yöresel ağızla nede güzel anlatmışsınız yayık ayrananı,aynı zamanda gözlemleriniz ve anlatımınız da çok hoş olmuş.Valla ne deyom dinle hele ! Bu yayık ayranının yanında bide taze naneli aş, bide üzüm hoşafı olsada yesek tahta kaşıkla deyom .Canım da çekti inanın mis gibi kokusu burnuma geldi,kalkım da hemen pişirim bari ...Memleket kokusu burnuma geldi gari,yemesem ölürüm şimdi.
Ellerin yorulmasın çok sevdim ben bunu yaaaa,kutluyorum,üstü gül kokulu dağların şairlerine benden yürek dolusu selamlar ve sevgiler......
TÜM YORUMLAR (1)