Bir garip ölmüş diyeler, üçgünden sonra duyalar..
Yavuz Sultan Selim'in ZERÂFETİ
Yavuz Sultan Selim Han zamanında, İran hükümdarı Şah İsmail, kıymetli mücevherler ile dolu bir hediye sandığı gönderiyor, hünkâra.
Sandık açılıyor. İçinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar çıkıyor. Fakat, sandık açılır açılmaz, pek fena bir koku yayılıyor etrafa.
Önce, hiç kimse bir anlam veremiyor, nadide mücevherler ile dolu sandıktaki bu fena kokuya. Sonra, mesele anlaşılıyor. Sandığın dibine insan dışkısı doldurulmuş.
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta