Yavuz Sultan Selim Han gider iken İran’a
Sivas’da yolu düştü piri fani ihvana
Hünkârım! Mola versen çekilerek şu yana
Dedi ihtiyar O’na, Sultanda, uydum sana
Bir hayır vardır bunda, neyler Mevla görelim
Şu ihtiyar faninin biz sırrına erelim
Dört koyunu tertemiz, kazanlara serelim
Kırmadan kemikleri şu sofrada derelim
Yeme içme bitmişken karnı doymuş askerin
Dinlenince orada yüzü güldü neferin
Sivas’ın yaylasında su güzel, hava serin
Bu davette olanı düşün sen derin derin
Kesilen koyunların hepside ayaklandı
İçlerinden birisi azıcık ağsaklandı
Yavuz sordu ihvana, cevabıyla aklandı
Eksik kemiği vardı, Sultan almış, paklandı
Denemiş O ihvanı aşık kemiği alıp
Dervişin tutumuyla derin düşlere dalıp
Dua ister dervişten, o gün orada kalıp
Dinlenin der burada, askere haber salıp
Dervişimin duası kabul görür Rabbinden
Zaferle döner Sultan, razıdır sebebinden
Neler kazanır İran, Yavuz’un seferinden
Ahmet Arslan’a şiir, ihvan kerametinden
Kayıt Tarihi : 6.10.2011 23:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)