Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
İstanbul'da doğdu babası Devlet Demir Yolları'nda çalıştığı için Yavuz İgret ve kardeşleri 'Demiryolcu Yusuf'un Çocukları' şeklinde anıldılar. Tüm çocukluğu, İstanbul'un bir zamanlar küçük bir kasabası olan Maltepe'de geçti. Maltepe'de ilk ve orta öğrenimini tamamlayan Yavuz İgret o donemin siyasi ortamına bir türlü alışamadı. Hem sağcılara hem de solculara tepkili bir donem yaşadı. Devrimci bir yapıya sahip olmasına karşın ülkesine bir üst rejimin belli bir süreci takiben geleceğini savunup d ...
“Bazen içimde bir coşku sıkıştırıyor yüreğimi. Ellerime söz geçiremiyorum yemeden içmeden; hatta bilmeden, düşünmeden yazıp duruyorum..İnan ki bilmiyorum neden bu denli klavyelere, kalemlere vurgunum. Mürekkep yalamışlık oluyorsa eğer okuyup yazma, sanırım ben mürekkep denizinde yüzüyorum, hal böyleyken mürekkebin lekesi de bulaşıyor üstüne insanın.
Aslında dalmaçyalı olmayı seviyorum ben.........”
Bu cümleleri yazdığın mektubu göndereli tarihe bakıyorum bir seneyi de geçmiş..hatırlar mısın bilmem…Ama benim için şöyle bir anlamı daha vardı bu satırların: Demek ki insan yazdı mı böyle yazacaktı. Kanına, tenine, terine karışacaktı harfler.. işte o zaman senin yazıların, şiirlerin gibi okunası yazabilmek mümkündü.
Güzel yazabilmek diyorum övmediğimi bilmenin rahatlığında.. Çünkü hatırlıyorum; gazetede kim yazmış diye dikkat etmeden beni yazının kendisi çekmiş olduğu için, beğenerek okuduğum yazılar vardı. Sonradan seninle tanışınca bu etkilendiğim yazıların sana ait olduğunu fark etmiştim..
Bazı insanlar vardır; sadece kendilerinde cevher barındırmakla kalmazlar. Etrafına da içindeki güzellikleri görmeleri ve bu konuda adım atmaları konusunda cesaretlendirici olurlar. Tek başlarına ışıdıklarından daha fazla o zenginlik içinde serpilmenin farkını, kıymetini bilirler yani...
Sözde değil gerçekte böyle olabilmek için; egosunu bir kenara koyup çıkan sonuca bakmasını bilmek gerek ...
Neredeyse imlaya bile takılmadan, ağzına geldiği gibi yazan, elindeki kalemini iyi kullanıp, birazcık deli olup, yolun korkmadan yürekli yazmaktan geçtiğini bilen, kalemle kağıtla muhabbette “Yavuzca” yazan adam…
Bu anlamda beni yazmaya teşvik edip yüreklendirmiş olman, yazdıklarımı beğenmen benim için çok değerli Sevgili Yavuz İgret.. :) :)
Aynur Özbek Uluç