Onu her yudumlayıp bıraktığım anda
Anlaşılır canımın ne denli mağrurluğu
Tınıda gizlenen, sanki dünyanın tüm derdi
Mâkul bir iç çekişi yontar, alıp yudumlar misali
Kimse bilmez garip, sanki içilen anlar hali
Görmezden gelip yutkunurken boşverir, içim içimi
Düşsem kalksam yine gelsem düşlerine
Kaçsam hüznümden köşe bucak, göç etsem diyarına
Gözlerinin nefesini duysam, uyanamasam uykumdan
Bir kuş olup rastlasam, uçarken düşünsem seni
Bir garip seyyah olsam, güzel bir sen keşfetmeye
Gecenin karanlığında öylece yürüyorum
Umutsuzluğun ve sessizliğin en gizli inlerinde
Hatıramda firar edip giden hissiz hislerin
Elimde kalan son kırıntıları ile yetinmekteyim
Düşünceme nüfuz etmiş eşsiz çehrende
Gecenin sükûneti çökmüş ahvâlime
Yorgun ve rüzgarlı dallar arasında, yalnız
Engebeli insanlar görüyorum aniden deliren
Ve sığ düzlükler arasında bunalmış akıllılar..
Bir sokak başında bekliyor artık karanlık
Elleri arkada ve ne sakladığı bilinmeden
Minberime bir gülüş çizdim
Goncasında saçının bir teli
Akar gecenin karanlığında
Zâatımın beyaz hisleri
Gün geçmekte, sevgi umut
Varken mutluluk neden öyle durursun?
Bir şey yapmaz, susar kurutursun,
Göz görmez gönül işitmezken,
Sen meylini belirsizlikte bulursun.
Zaman fani gider geçip boşa,
Heyecânımı bağışla Allah'ım
Yoktur gözüm haramda
Kâlbim secde eder
Nefsim kalır arafta
Gözler kalbin elçisi
Belli ki kapatır gözlerini, mızraklar perçeminde
Düşünür arsız sabah, onsuz görmez düşünü
Ve şems; o uyudu diye cesaret edip doğar yeni güne
Döner dünya ki, beşik misali rahat uyusun diye yatağında
Gece toplanıp gider, sere serpe hoyrat saat
Suskunluğun şiirinde mi saklı?
Sen firâka varmaz mısın
Bakışlarında olan meçhuliyet
Görüp bilinmez mi sanırsın
Düzensiz çığlıkların özensiz dokunuşları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!