Bırakma beni, ey seccadem
Tut yine avuç içlerimi.
Rabbime götür beni secdem,
Kucakla, büktüm dizlerimi
Cumada bıraktım ruku'mu
Sensizliğin en mahrem yerine tünemiş esaret,
Göçüp gittin ya; senle gitti bendeki hürriyet.
Muammadır bende hergün; gün doğumunda ölmekteyim
Narından çıkmış bir ben varki bende; benden de yetim.
An gelir solar umutlar,
Tutsam da göz yaşlarımı.
Suyu ıslatır yağmurlar,
Yaksan da yangınlarımı.
Yazsam bu hali nameye,
Yağız atlarıyla geçti yiğitler sina’dan mısıra
Ana avrat sonra; ilki varmaktı baki olan yara
Vuslat şirpençeyle kavuştu şimdi kavuşacağına
İnliyor şimdi, kuytu köşelerde şu aciz bedenim,
Ölümün soğuk nefesiyle yüzleşir, buz keser tenim.
Ve sigaram son demini yaşarken çatlak dudağımda,
Bitap düştü bu yüreğim, ölümü bekler soğuk bankta.
Benimde hislerim var; horlandıkça hep dolar gözlerim
Duramaz bendeki serseri
Bu sevda ile tutuşunca
Yakar sinedeki kalpleri
Gafletten uyanıp kalkınca
Telezzüz ederim bu yolda
Satır başlarından kovuldum,
Kırık dökük ifadelerle.
Sen; kalemimle avunduğum,
Konuşup bendeki senlerle.
Sonbaharı inleten rüzgar,
Seversen Allahtan başka yar diye yar
Zindan olur dünya sana dar gelir dar
Döktüğün yaşları birgün gözler sorar
Allahım kanayan yarayı yine sen sar
Düştüm merhametsiz eline içim kanar
Bilirim sökmeyecek bugün şafak,
Gözler bugün yine titrek ve ıslak.
Biçare yara ki yok daha eşi,
Ve ay çıkıyor görmeden güneşi.
Yıldızlar saklar bugünde geceyi
Yarılmış ikiye gecem günüm
Ne yarınlarım oldu ne dünüm
Gayesiz kalem ve üç dört kağıt
Beyhude konuşur hayasız dilim
Vicdanlar esir kaçak merhamet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!