İnce belli bardağımda,
Sıcacık çayımsın sen benim;
Bense senin tiryakin.
İncecik belin elime,
Sıcaklığın dudağıma dokunur;
Selam olsun Tanrı Dağı'na,
Selam olsun gönülleri Tanrı Dağı'nda atanlara,
Selam olsun Tanrı Dağı'nın gölgesinde doğanlara,
Ve yine selam olsun bu gölgede ülkü ateşiyle yananlara;
Ateşi kahpe kurşunla sönüp şehit olanlara...
Kara gözlerinde kavuştum aydınlığa!
Ah bir de dokunabilseydim güneşten damlayan saçlarına;
İşte o zaman olacaktım mesut...
Meğer öyle değilmiş:
Bağlanışım, aldanışım olmuş meğer;
Gök böresi al kanlara bulanmış yiğit!
Korkma! Bu toprağı yine senin torunun bekler;
Sönmeden tüten en son ocak,
Toprağa düşmeden son nefer
Çiğneyemez mukaddes mirası kızıl köpekler..!
Kalbim, iki heceyle atar; Turan,
Ruhumu tek kelime besler; Turan,
Turan: Türklere müebbet bir vatan,
Turan ülküsüdür bizi hayata bağlayan...
Dizeler, iki kelime
Hayat: iki hece!
İlk belli,
Son belli…
Kundak: sevgi,
Dokuz tuğ gerek Ulu Başbuğa
Orhundan salınan ok ulaşmalı Tunaya
Cevherindeki hürriyet aşkına
Dokuz koldan hız verilmeli şanlı akına.!
Kan akmakta nazlı Selenge, şanlı Tuna
Kan ağlamakta Kaşgar, Tebriz ve Kosova
Diyorsan ki; kıblem Kabe, mescidim Ayasofya
Dokuz Kürşad gerek dokuz tuğa.!
Kudret mi ararsın: bin yıllık kinin yeter
Bu kin ki; dünyayı kainata gömer
Dünya dediğin de nedir ki?
Kürşad gibi kırk yiğidim yeter.!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!