Doğduğunda yavrum, bir şey koptu benden.
Ne sevinç ne kaygı bu, bütün bedenimden,
Seni annen değil, bendim sanki doğuran,
Sen değildin o gün, öp öz karımdan doğan.
Uzaklara haykırdım adını, seni çağrı misali,
Görülmemiş heyecan sanki yoktu emsali.
Derinden de derin, zemindeki yükseklik
İki büklüm yıkıldım, sancı yükü bir benlik.
Güneşi ilk gördüğünde, gün yeni doğmuştu,
Daha ışığa yabancıydın, renkler solmuştu.
Bir hareket, bir ses sende endişe ve ağrı
Korkuya memba olmuş o küçücük bağrı,
Yırtarcasına ağlarken, gözlerine baktım,
Kaçırdım yüzümü, sevinçten ağlayacaktım.
Şefkatle sarılıp, uzaklara kaçmak istedim,
“Rabbim, bizi daha uzaklara al” diyecektim.
1989
Vakit daha erkenmiş, niçin geç yatmadım?
Kim kurdu bu saati, niye vaktinde kalkmadım?
Zaman durdu mu, güneş neden doğmuyor?
Hoca hala gelmedi mi, beni niçin sormuyor?
2019
Cehalet; Cahilin başının belası,
Medeni toplumlarda can yarası.
Beşeriyetin, hayasız yüz karası
Okullarla, hapishanelerin arası.
Hayasızlığın, kötülüğün mayası,
İlmin ve imanın kamburu darası.
Belanın ve musibetin boy aynası.
Helal olmayan, kazancın parası.
2018
Tanzimat Fermanı; Avrupa uşaklığı,
Vatana ihanetin bedeli üç kuruşu,
Osmanlıya ihanetin en canlı örneği,
Satılmış paşaların, hainlerle duruşu
"Hüseyin Avni" ki, bir paşa bozuntusu.
Mithat ve Rüştü paşa, şeytanın ordusu
İttihat-ı Terakki, tarihimizin yüz karası
Jön Türkler tarihin soytarı ve maskarası
2018
Şu imam, bu cami, onlar da cemaati.
Benim için çalmış demek, "yat" saati.
2011
Malını sen korursun, ilmin seni korur
Bilgi paylaştıkça artar, mal azalır durur.
Kadının elini değil, dilini tutan aklını alır
Hem şikâyet etmez, hem sorunlar azalır.
Arka çıkacağına, önümde yol göstersen
Sol elin duymasın, sağ elle vereceksen.
Koynunda ki yılanın, başını ezmesini bil
İtibarı paspas yapar, ağzında çatalsa dil.
1994
Mutluluğu aramak için değil,
Onu paylaşmak için evlenilir.
“Kadın, erkeğe emanet” der.
“El emin” olan peygamber.
2004
Aptallar değişir, aptallıklar değişmez.
En akıllı aptal adam, değişimi bilmez.
Uyanmak başka, uyanıklık başkadır.
Yalnızlık dert değil, sert olursa acıtır.
2003
Onca güneşte yandı, yağmurda ıslandı bu kelle
Şikâyet etmedi, taciz edilene kadar foterle.
2004
Sofrasında, kaşık salınmazdı aşına.
İzzet-i ikramı bir gün, kalkar başına.
Cabbar’ın, abdest suyu gibidir çayı.
Üç kişinin de yediğini yer, davette ayı.
1985
Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 8.9.2009 17:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İlk Göz ağrım olan kızımın doğum sevinciyle kaleme alınmıştır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!