Yavaş yavaş yavaş
Sus sus sus
Yavaş yürü
Kıpırdaşma
Aşk yorgunu yüreğimin üstünde
Döş eniği gibi (*)
Tek tek basarak yürü
Koroner damarlarımda
Yavaş yürü
Bastığın yerlerde kan kırmızı güller açsın
Dermansız bir hastalığı
Koridorlarda hemşirelerin fısıltısına bırakma
Sen haykır
Sakın ağlama
Panikleme
Aldırma
Hayat değil mi eni sonu
Varsın bir adı da
O bildiğin kahpe sözcük olsun…
Adı ölüm mü zulüm mü
Her kimse
Hoş gelsin sefa gelsin
Yeter ki ucunda dostluk olsun
Gerçek bir aşk olsun
Aşk olsun be kız aşk olsun…
Dere boyu çayır çimen
Çimende bir beyaz at
Üstünde bir bey kızı
Peşinde bir çoban
Elinde kaval
Hayır yanıldınız
Elinde sopa
Önünde eşek
Çayırda koyun…
Destan gibi
Roman gibi
Bir zaman dilimi
Taş üstüne oturmuş Kerime Nadir
Yanı başında Oğuz Özdeş
Liseli kızlarda gözü
İşte aşkın özü
İşte şiir bu…
Karşıda Nazım
Dağın eteklerinde
Görüyorum onu
Bakıyoruz göz göze
Gülüşüyoruz
Ve soruyor usta
“Sen mutluluğun resmini
Yapabilir misin Abidin”
Abidin’i göremiyorum
Yaş ileri
Gözlerde katarakt var
Ama Nazım dağlar kadar
Onu görüyorum
Abidin ve Nazım hala aramızda
Mutluluk ise Kaf Dağının arkasında
Hani bir de
Korona gelmiş çatmış kapımızda
Sene iki bin yirmi
Mevsim bahar
Dağlarda kar var
Gökyüzünde mavi bulutlar
Bulutların üstüne oturmuş
Tam karşımda Can Baba var
Ağız dolusu küfrediyor
Ana avrat düz gidiyor
“Ulan korona
Koyarım orana burana
Bula bula bizi mi buldun ulan
Kör kahpe boz yılan…”
Bak kadınım
Ben hayatı sayende erken tadanım
Tokat yedim kavga ettim
Türkü söyledim çayda çimdim
Menevşe topladım gül kuruttum (*)
Acele ettirme
Yavaş yavaş yavaş
Yorgun yüreğim gibi atsın adımların…
O genç kız duruşun
İnzibat zaptiyesi gibi topuk vuruşun
Kışkırtan
Gözüme dolan
O kabaran göğsün
Nefes alışın nefes verişin
Nergis kokan körpecik genç kız tenin
Sönmeyen göz pırıltın
Cilveli gülüşün
Belikli saçın
Hepsi birer şiir
Sakın deme bana
Ne güzel şiir yazıyorsun
Oysa ben
Sadece sana bakıyorum…
Yavaş yavaş yavaş
Sessiz sessiz sessiz
Sus sus sus
Kedi gibi basan patin olayım
Kadifecik kalbine konayım
Tek aşkın ben olayım…
(*) Döş Eniği: Bilirsiniz köpekler genelde 4 ila 8 arası yavru, yani enik doğururlar. Bunlardan birisi canlı kanlı, gürbüz, etli butlu, gözleri ışıl ışıl, tüyleri pırıl pırıldır. Hep önde durur, kuyruğu diktir ve kardeşlerini koruyucu, savunucu bir hali vardır. Bizim Çukurova, Toroslar, Andırın yöresi Türkmen Avşar halkımız bu eniğin anasının rahminden değil de, göğsünden, döşünden, yüreğinden doğduğuna inanır ve bu nedenle ona Döş Eniği der.
(**) Menevşe: Biz Çukurove Toros Türkmenleri menekşeye menevşe deriz.
Ali Doğan Dağbey
Kayıt Tarihi : 28.3.2021 19:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Doğan Dağbey](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/03/28/yavas-15.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!