Bir umutsuzluktu o gün ikimizinki de...
Sen dününe ağlıyor, bense kaçışıma bir yataklık arıyordum konukluğunda...Kalbimin kaçışına...
Kalbimi rehnemediğim bir anlamın ihanetini taşıyordum içimde. Sense yollarına döşediğin taşların, bir bir ayaklarından kaydığı günlerin tam ortasındaydın...
Umutsuzluğunu örttüğün toprağın, içinin yağmuruyla dağılıp akarak gitmekteydi o gün.
Çabana çağrın kutsaldı benim için şüphesiz. Ama çabanı okumayı başaramadım. Çabana beklentisiz bir katkı sunamadım...
Adının tek kişilik olmadığı mekanlardaydın halbuki...
Şimdi bu girdapta, tekrar tekrar boğuluşumla başbaşayım. Cellatlar oratasında kalakaldım, konukluğuna sığınmak isterken. Bir ses yetebilirdi kurtuluşuma...Uzanan bir el...Ama olmadı...
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Devamını Oku
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende