Yatağını Bulurmuş Coşan Nehirler

Esin Ege
66

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Yatağını Bulurmuş Coşan Nehirler

Ne kadar mahzun ve çekingendik ilk günlerde. Ve bir o kadarda mahcup. Ergin yaşlarımızda biz acemi çocuklar gibi saf ve kırılgandık bire o kadar da deli.
Adım atarken birbirimize dünyanın bütün aşkları arasına serilmiş o vahşi tutkulu arzulardan uzaktık.
Ayrı diyarlarda sürdürdüğümüz yaşantılarımıza rağmen bedenlerimiz en acı esaretini yaşarken ve zalimce dikenli tellere takılmış yaralı bir kuş gibi çırpınırken, ruhlarımız fırtınalara kapılmış birbirlerine doğru, vahşi kısraklar gibi koşuyorlardı.
Sen bana ben sana….Birbirimize Ruhum sana, fikrim sana, yüreğim sana ….sen yalnızca bana koşuyordun hissediyordum, biliyordum.
Fırtınalar kopuyordu yüreklerimizde, yeni fidanlar sürgün veriyordu köhne viran düşlerimizde.
Öylesine bir gerçek vardı ki, bütün acı gerçeklere rağmen ısrarla,inatla,bağıra bağıra geliyordu, ve korkusuzca aşka gelmiş karanlık gecelerin en kuytu köşelerinde çırılçıplak dans ediyordu.
Ürkektik, çekingendik, neler oluyor anlayamıyorduk bile. Ama olanlar her neyse tatmadığımız bilmediğimiz aşk tadında sevda tadında bir şeylerdi.Biz aşkı tanıyorduk, aşkı öğreniyorduk kısacık zamanlarda yüreklerimizde.Biz birbirimize sevdalanıyorduk biz birbirimize akıyorduk, koşuyorduk.
Sanki kırk yıllık gebeliğinin ardından bir ananın bacaklarının arasından bağıra çağıra doğurduğu bebek seslerin gerçeği gibi bir şeyler doğuyordu. Evet bir şeyler doğuyordu dünyamıza geç kalmışlıkların acısı çıkacaktı doğuyordu bir şeyler aramızda.
Ne sen dur diyebildin ne ben bu geç kalmış doğumlara. Varsın olsun dedik ne çıkar ne zaman biteceği belli olmayan bu hayat yolunda gerçekleri yok saymak.Tüm nimetleriyle bize sunulan bu hayatta hiç yaşamadan gitmek korkusu sardı içimizi. Bir kez daha sunmazdı asla yaradan böylesi bir sevdayı yüreklerimize, tanımazdı kader bir ikinci kez bu şansı bizlere.
Sevda çıkmazında yaşlanmamalıydı ruhumuz. Sevdiğimiz için meydan okuyup baş kaldırdığımız için acı çekmeliydik, bir köşede sinip kabullenerek değil kaderi.
Yüreğimizdeki nehirler coştu deli bir derya oldu yatağını parçaladı. Aktılar bir birlerine bir kuytu köşede buldular gerçeklerini, özlerini.
Bereketli bir toprakta nasıl filizlenirde coşarsa bir sarmaşık. Ve nasıl kendiyle sarmaş dolaş olursa dalları, işte bir sarmaşık misali dolandı ruhlarımız, kalplerimiz. Bize sormadı yüreklerimiz gitmek için, ne laf dinlediler nede söz bütün yalın ve acı gerçeklere rağmen, öyle ki bedenlerimizi arkada bırakıp tek bir can olup yürüdüler el ele..
Ten geride ruh ötede şimdi.
Bu özlem ne zaman biter diye ağladım, göz yaşlarımla ıslandı omuzların, güldün gözlerime bal rengi gözlerinle bakarak, işte yanındayım dedin. Oysa ben en büyük hasretlerimi senin yanında yaşadım. Sen yanımdayken bile kokuna, gülüşüne,bakışan hasret kaldım.
Anladım ki özlemlerimin dinmesi için senin gelmen yetmiyor çünkü başım göğsündeyken bile yanı başında da hasretim sana.
Gelmeni beklemiyorum çünkü gelmelerin gitmeleri getiriyor ve ben sensizliğin en derin kuyularında katran karası acılar çekiyorum. Ölmek ne ki ölüm bir kurtuluş ve dinmesidir acılarımın. Bu ölümden beter derin bir sensizlik çukuru ve düştükçe dibini göremiyorum.
Ne yaşamak kurtarır bu sevdayı nede gün ışığında kaçıp götürmek uzaklara. Bizim yüreklerimizde sürecek saltanatı kimseler bilmeyecek ve biz bir asır yaşamış gibi bahtiyar öleceğiz bir gün. Hiçbir yeis olmayacak içimizde ayrı geçen günlerimiz için. Sevmek için yüreklerimiz sevişmek için hayallerimiz var bizim.
Derler ki yatağını bulurmuş coşan nehirler bir gün ….bizim yatağımız yüreklerimiz oldu bir tanem….

Esin Ege
Kayıt Tarihi : 19.7.2005 15:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Esin Ege