Oynama yanımda sabah sabah,
Oynama çocukluğum…
Kapılardan-bacalardan çağırıp durma beni gençliğim…
Anımsamaya çalışıyor, anımsayamıyorum;
Siz kimsiniz? ..
Bırakın beni yaşlılığımda bir başıma,
Bırakın beni yorgunluğuma,
Emsalim değilsiniz.
Yanıma-yöreme diken olmuş
Kuştüyü yastıklar,
Eller, ayaklar sızılar içinde,
Çağırsanız gelemem,
Yürütseniz yürüyemem,
Sizler daha çok günler görürsünüz
Bu evrende,
Ben?
Göremem.
Gerçeklerim hayal olup kalmış elimde-avucumda,
Zaman; bir esip geçen rüzgar başucumda,
Sular ağu, lokmalar zehir, uykular işkence,
Beden daha bir çöküyor direndikçe,
Sanki; beşikten ta mezara atılan bir okum
Ve bir gün,
Bir de bakacaksınız ki;
Yokum.
Yaşlılık; başımdan ayrılmayan kötü alacaklı,
Ecel; ayağımı çukura sokmaya çalışan zorba,
Candır ki; çekilmekte ellerden, ayaklardan,
Ölmüş sevgililer gelip gelip toplanıyor uzaklardan,
Kulaklar sürekli olarak kapıda,
Can habire kendi derdinde,
Düşünmezdim gelip karşıma dikileceğini yaşlılığın
Günün birinde.
Ayrıldı sevdiklerim çevremden birer birer,
Soldu umutlarım sonbahar yağrakları gibi,
Resimler, hayaller içinde kalıp gitti sevgim,
Kaldım kör taşların, sağır duvarların eline,
Açıverdim kapılarımı, pencerelerimi cömertçe
Ölüme.
(MİTİL OSMAN isimli Serbest Şiirler 'inden > 41-42/100)
İsmet BarlıoğluKayıt Tarihi : 28.8.2004 14:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!