Yapayalnızdı. Evin köşesine büzülmüş, çocuklarını düşünüyordu. Nasılda zorluklar çekmişti, yokluklar görmüştü yıllar boyu. Bak işte hepsi adam olup, gittiler diye düşündü içinden. Acaba Adam olmuşlar mıydı?
Adam olmak iş sahibi olmak mıydı? Çekip gitmek miydi? Yapayalnız bırakarak, bütün hatıraları, Anneleri, babaları böyle bırakmak mıydı?
Gözleri doldu birden. Evin köşelerine baktı, sanki bir şeyler arıyormuş gibiydi. Çocuklarının küçüklük halleri geldi gözünün önüne.
Yalnızlık ne zor bir şeymiş dedi içinden. Yaşlı hali ile kaç kez dolaştı evin içini bilemiyordu. Artık yorulmuş, perişan olmuştu. Sedire uzandı. Gözlerinin önünden o mutlu günlerinin resmigeçidi vardı. Kocası geldi aklına, ne iyi adamdı diye iç geçirdi. ilk çocuğunun doğuşunu, sevinçlerini, mutluluk kahkahalarını duyumsadı. Yutkundu.
Vefasızlık ne kötü bir şey Allah’ım, diye inledi. Yaşlılık benim suçum mu? Ben çocukları beni böyle bıraksınlar mı diye büyüttüm diye düşündü.
Hayat sanki son dönencesini oynuyordu. Yalnızlığın ve yaşlılığın dayanılmaz
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.