Sessiz sedasız tükeniyor sevdalar...
Ömür gibi…
Ölüm gibi...
Tek hücreli bir hayata atılan ilk adımla,
Yeni bir ufuk çizgisine çevrilen rotada,
Unutabilmenin hazzı, yansıyor rutubetli odama.
Yaşamak anlamlanıyor,
Renkler, kara kalemlerden sıyrılıyor…
Dil, yatağına dönüyor usulca...
Ben, maşukama…
Ne kadar şiir varsa tımarsız,
Ne kadar mumyalanmış beden varsa mısra aralarında,
Cımbızla toplayıp, defnediyorum noktaya.
Ve bu tevarihin yazıcısı, güneş oluyor…
Bir yetimin mühründe, Kureyş yeniden doğuyor.
Kanlı savaşlar veriyor, elimdeki en cengaver kalem...
Silkelenip kendine geliyor, adımla hemhal mefkurem.
Vakit,cihat vaktidir….
Kuşandı secdeyi merdüm-i didem.
Acımasız nazarların,şefkat maskesini indiriyor aydınlık,
Dilinde bal, elinde hançer olan münafık,
İtiraf ediyor ihanetlerini…
Arkasına yaslanıp, şükrediyor zambaklar.
Gecenin muhtelif mezralarında, en sevgiliyi bekliyorum.
Hicranı, nedamete terkediyorum….
Kulağımda, yaşlı bir neyzenin terennümü,
Karşımda,Darus's Salem'den pitoreks tablolar,
"uyan" diye yalvarıyorlar...
Lakin
Kurtaramıyorum başımı, yastığın prangasından,
Silemiyorum dudağımı, mazinin dudaklarından.
Kayıt Tarihi : 31.1.2013 16:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!