Yaşlı Kaldırımlar
Aldanıyor, kendimi aldatıyorum yaşlanan kaldırımlarda.
Duman isi akıyor, bilmediğim sonbahara,
Sığmıyorum erguvan rengine, Melissa kokusuna...
Edebiyat sevmeyen dinliyor beni,
Akordu bozuk piyano dinler gibi...
Küf kokuyor yağan yağmur,
Bulutlarla sohbete dalıyorum.
Gece ıslak, gece yorgun.
Sarıyer meyhanesinden bir ses yükseliyor.
Karanlık lâl olmuş, içimden bilmediğim bir yazı dökülüyor.
Dizeler kafiyesiz, sözler düğüm düğüm
Ve ben paramparça, kayboluyorum mürekkep kokusunda...
İşte böyle yaşlandım; duyarak, yaşayarak,
Yüreğimin her köşesinde, sırayla bir çatı akıyor
İçim içime yüklü, yağan yağmurun memleketi belli değil,
Rengi gözümü alıyor
Hava sonbahardan kalma bir hikaye anlatıyor...
Oysa yaşadığım filmin yardımcı yönetmeni bile değilim,
Ya da bahşedilen bozuk hayatın senaristi.
Ne seni suçluyorum, nede benliğimi.
İstanbul, seni suçlasam!
Sen daha dertli daha bi deli
Benden çok fazla yorgunsun, sebebi sende gizli.
Nefesimi bırakıyorum sevişmediğim zamana yorgun yağmura
Ve ben: yağmura aldanıyor, kendimi aldatıyorum yaşlanan kaldırımlarda.
Kayıt Tarihi : 22.1.2014 12:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)