rengarenk balonların uçuştuğu gri bulutlar arasında
ağlamaklı bir çocuğun kara seçimi oldun umarsızca
doğunun dokunuşuyla savruldu hırpalanmış hayalleri
çarpa çarpa yerleşti tükenmek bilmeyen simsiyah bahta..
el sallıyordu gölgesi, el sallıyordu beklemediği yarınlara
dörtnala eğer koşmuş küheylan yelesi gibi sapsarı saçları
korkusunu yenemeden siniyordu katre katre gözyaşlarına
ve ne olacak diyordu? ne olacak şimdi diyordu, üzgün bakışlarıyla
bükemediği ne varsa ona ait, diz çöküp vuruyordu sırtına..
gökten yağmur yağsa bardaktan boşanırcasına, ıslansa sırılsıklam
tenine her değdiğinde bir damlası, ateşten kor gibi yakıyordu
lime lime erimiş yüreğinin yansımasıydı sanki, lime lime dökülmüş aynalara
tek tek hesap sorar gibi hücrelerine, hiç hesapsızca acıtıyordu..
kızgın sözleriyle isyan edesi geliyordu kendisini dünyaya getirenlere
ama..
isyan da yanan yüreğin ağlayışı değil miydi?
../..
kirliyim, inan bana..
ettiğim tüm yeminlerin sonunda yaşanan bir yalan vardı
yaşlanan bir yalan..
sığındığım birkaç kelime gerçek
şimdi gerilerde kaldı..
aslında hiç elini tutmadım ben senin
hiç sarılmadım sana
okşadığım saçların avuçlarımın içinden kayıp gitmedi
dudaklarımdaki buselerin bir yalandı..
kalbimdeki sızı heyecan değildi
geceler boyu beklediğim her dakika
dinlediğim her ses
içime çektiğim tüm ten kokusu
hepsi sadece hayaldi, bir yalandı..
ve şimdi çok, çok gerilerde kaldı..
23.00 / 29.09.2012
İstanbul
Kayıt Tarihi : 1.10.2012 23:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!