Daha dün gibi idi, her şeyler
Evet, evet hatırlıyorum. O günleri...
Elime ilk kalemimi, kitabımı,
İlk çantamı ve silgimi alışımı,
Bir parçacıkta olsa hatırlıyorum.
Üzerimde beyaz yakalı kara önlükle,
Evimizden ayrıldığım anları,
Annemin de yanağıma kondurduğu, öpücüğünü,
Babamın, o zamana kadar hissetmediğim
Baba eliyle, elimden tutup okuluma götürdüğü, günü.
Sonra, günler, aylar ve hatta yıllar
Dolu, dizgin geçiyordu. O zamanki yaşantılar.
Orta ve lisede gül fidanı gibi
Bir gençliğin sahibi idim.
Ah! .... evet, evet bir sahibi...
İlk kurlar, ilk flörtler, ilk aşk melodileri,
Galiba, yine ilk defa, o zamanlar algıladım dı,
Şarkılarla bizlere anlatılmak istenenleri,
Yine o zamanlarda, bir pay alırdım kendime,
İnsanı çılgın denizlere döndüren şarkılardan
Neler, neler gelip geçti o zamanlarda,...
Hani yaşlıların bir deyimi olacaktı ya:
“Köprülerin altından ne sular aktı.”
Gibi bir şey; o dönemlerimin anlatısı,
Sonra İzmir, Kordon boyu eğlenceleri,
Karşıyaka gemisi ve Karşıyaka’nın
Rengarenk zevkli ve neşeli geceleri,
Hani o gecelerde insan yaşlanacağını,
Hiç aklına getirmek istemiyordu. Neden ki?
Sevgilinin kolu kolumda, elleride ellerimde.
Sıcaklığını hissederdim. Kalbimin her sektesinde.
Bin bir hayaller kurardım. Onunla birlikte.
Küçücük bir kafeteryada kurulan, büyük bir dünya,
O dünya ile bahşedilmiş koca bir yaşantıya
Renk katarlardı, anne babaya çocuklarda
İç içe yaşardık, “Dam”ın yanındaki bir kafeteryada
Kurduğumuz bu rüyadaki, bizim olan dünyada.
Sonra yudumlanan içkiler, mezeler.
Sigaralarımızla duman duman olmuş.
Bizimle iç içe geçip var olan evrenler,
Ah! .... neydi o günler, neydi bilmiyorum.
Sanki o zamanlar mevsimler hiç yoktu.
Yada mevsimler vardı ama, sonbahar...
Ah! ... evet, sanki bu mevsim hiç yoktu.
Ne bileyim. Vardı da ben farkında mı değildim?
Allah’ım bize, neden üç mevsim bahşetmedin?
Ne gerek vardı sonbahara? Öyle değil mi?
Bu mevsim daha birkaç yıl önce yoktu da;
Yeni keşfedilip, bize bahşedilmiş gibi,
Her yıl bu mevsimin gelişi, bir öncekinden daha sükseli,
Bizleri ise, daha da etkileyici oluyor. Neden ki?
Hani şöyle kordon’da, bir teknenin içinde,
Dudağımdaki nargilenin verdiği huş içinde,
Mevlana misali, döner dururdum İzmir’in dört köşesinde.
Bir körfezinde, Karşıyaka’sında, Fahrettinin’de,
İnci, inci gerdanlık olan Çeşme ilçesinde,
Yalılarında, hem küçüğünde, hem güzelinde,
Cıvıl cıvıl kaynayan sebilli kemerinde,
Konak’ta ki saat kulesinde, camiisinde...
Dolanıyorum, canım İzmir’in her köşesinde,
Nargilemin bana haz veren, her nefesinde,
Fuar’ında, Alsancağ’ında, Kadife Kalesinde,
Ah! ... o zamanlar Kordon'da gezerken,
Denizde hiç dalga yok mu idi? Bilmiyorum.
Ama şimdi bu körfezin dalgası bana,
Beyaz beyaz kucaklaşarak gelip vurunca, kıyıya,
Sanki, bana daha önce bahşetmiş olunanlara,
Sahip olmak ister gibi coşuyorlar,
Emanetlerini geri almak ister gibi sesleniyorlar.
Kıyıya vurup geri geri dönen dalgalarla,
Bu dalgaların melodileri, beni çok korkuttu.
Gelmişi, geçmişi benden sanki geri istiyordu.
Bu isteğine ne diyeceğimi, inan ki bilemedim.
Hatta, körfezdeki akşam ufkunun izlencesini,
Gözümdeki gözlükler olmasa idi. Hissedemeyecektim.
Ya o imbatın tatlılığıyla, bir sağa bir sola,
Savrulan saçlarımın yerinede; kırarmış saçlarla,
Elimde de bir asa ile; kucak açıyorum, imbata
Bu hesaplaşmamı yaparken, bir kanepe üzerinde,
Gün batmak üzere idi. Akşam grubunun kollarında,
Her şeyime, yıllardır ortak olan gözlerimle,
Körfezi süzerken, martılar uçuşuyordu.
Eskisi gibi, bir karşıyaka gemisinin üzerinde,
Ya gençler, evet evet ya şu gençler,
Onlarda daha önce bizim oynadığımız filmlerde,
Kimi yeni jön, aktör, kimileride aktris.
Kendi hayat filmlerinde rol almışlar,
Ve hepside başrol oynuyorlar.
Felek denen o nesneden, sanki intikam alıyorlar.
Bu yaşlarda, insan böyle düşünüp algılıyor.
Biraz yaşlanınca, o feleğin elinde bir piyon oluyor.
Yaşamını idame ettirmek için; tıpkı o piyon gibi,
Daima düzgün olacak, hayattaki yolun.
Yaşlanmak ise; doğal bir olgu, tasası olamaz bunun.
Çıkartmalarına fırsat verme, kollarımda dursun, kolun.
Onlarla da birlikte olduğun müddetçe,
Neşe, mutluluk, bahtiyarlıkla dolacaktır. Ömrün.
Allah’ım benim gibi ihtiyarlıyoruz galiba dedikçe,
Bir zehaba, bir tasaya düşmesin artık hiçbir kulun.
İzmir&Kars
Cahit Pehlivan
Kayıt Tarihi : 12.12.2005 22:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Cahit Pehlivan](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/12/12/yaslaniyoruz-galiba.jpg)
Suna Doğanay
SAYGILARIMI SUNUYORUM..
Münevver DÜVER
Çıkartmalarına fırsat verme, kollarımda dursun, kolun.
Onlarla da birlikte olduğun müddetçe,
Neşe, mutluluk, bahtiyarlıkla dolacaktır. Ömrün.
Allah’ım benim gibi ihtiyarlıyoruz galiba dedikçe,
Bir zehaba, bir tasaya düşmesin artık hiçbir kulun.
ustadın bir ömrün anatomisini kağıda düşürüşü ne kadar güzle bir duygu okuyan için...duygunun hatsafaya ulaştığı noktada sevgiyle yoğrulan bir ömürden yaşlı bri bedenin belkide gencecik yüreğinden ömür kesitlerinden nasiplenmek nekadar güzel bir duygu...yüreğinize sağlık...
Çıkartmalarına fırsat verme, kollarında dursun, kolun.
Onlarla da birlikte olduğun müddetçe,
Neşe, mutluluk, bahtiyarlıkla dolacaktır. Ömrün.
Allah’ım benim gibi ihtiyarlıyoruz galiba dedikçe,
Bir zehaba, bir tasaya düşmesin artık hiçbir kulun.
Sevgili üstadım duygular engin ufuklara daldıkça gönül coştukça coşmuş o yüreği o kalemi öpüyorum bu şiire ben hayatın özü diyorum işte yaşadıklarımız bir film şeridi gibi doğumdan başlamış devam ediyor ömür yettiği yere kadar bu uzun yolculukta uğradığımız duraklar ve limanlar bir hayat dersi bu derslere iyi çalışmadığımız zaman Tren kaçınca Eyvahın anlamı yok Giden günler ömürden gidiyor şiirin final bölümü son noktayı koymuş ihtiyarlıyoruz Bir zehaba bir tasaya düşmesin hiç bir kulun .Amin Bu artılı eksili yaşamda yine teslimiyet onadır .kalemine yüreğine sağlık bana elli yıllık geçmişi yeniden yaşattığınız için ayrıca teşekkür ediyorum güzel bir duygu hikaye kelimesine katılmıyorum şiirin tamamını okuyup ders almak lazım o güçlü kalemin var olsun gönül dolusu sevgi ve saygılar sunarım selamlar
Tuncay Akdeniz
TÜM YORUMLAR (5)