Yaşlandım Anne Şiiri - İbrahim Halil Demir

İbrahim Halil Demir
2036

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Yaşlandım Anne

Anne, insanın sayılı ömür miadı, coşkun akan bir pınar gibi
Çarçabuk akıp gidiyor.
Sen sağ iken, ben otuz yedi yaşındaydım.
Gücüm kuvvetim yerindeydi.
Gözlerimin feri tamdı.
Her şeyi çok rahatça görebiliyordum.
Oysa yirmi iki yıldan beri gözlük kullanıyorum.
Gözlük olmadan bir kelimeyi bile okuyamıyorum.
Elli kiloğram çimentoyu bir çırpıda kaldırıyor ve beşinci kata hızlı adımlarla taşıyordum.
Pazularımı gören “halter mi çalışıyorsun” diyorlardı.
Açıkdığımda, ağzına kadar doldurulmuş yemek tabağımı büyük bir iştahla yiyordum.
Hafızam harikuledenin de fevkindeydi.
Şimdi hafızamın yüzde otuzu yüzde kırkı yok.
Anne, babamın ellerine baktığımda, çok belirgin damarlarını gördüğümde,
Soruyordum niye bu kadar belirgin diye.
Sen de bana “oğlum baban yaşlanmış” diyordun.
Şimdi benim de damarlarım aynen rahmetli babamın ki gibi
Aynı soruyu torunlarım bana soruyor!
Yaşlılık bazen hiç güzel değil!
Çünkü insanın özgürlüğü, güvercin misali uçup gidiyor!
Şaşırıp kalıyorsun! Çar naçar oluyorsun!
Yeyip içtiğinden kesinlikle tat lezzet alamıyorsun!
Meramını gerektiği anlatamıyorsun!
Anlattığında da kendini kimseye dinletemiyorsun!
Şeref ve onurumla yaşlandığım için bazen yaşlılığı seviyorum!
Ama bazen de gereken ilgi ve alakayı görmediğim için de üzülüyorum!
Anne, tatlı sohbetini çok özledim!
Anne, maharetli ellerinle yaptığın, lezzetine doyamadığım yemeklerini unutmadım!
Unutmam da asla ve asla mümkün değil!
Rahmetli babam ara sıra içerlendiğinde “ahhh ulan ahhh keşke yaşlılık olmasaydı” derdi
Şimdi bazen ben de ister istemez aynı cümleyi çok içten söylüyorum!
Çünkü yaşlılık, insanı kendine küstürüyor!
Çünkü yaşlılık, daha ölmeden önce insanı yaşarken öldürüyor!
Çünkü yaşlılık, fani dünyanın güzel nimetlerinden seni mahrum bırakıyor!
Çünkü yaşlılık, ağzında tat tuz bırakmıyor!
Çünkü yaşlılık, sevdiklerine dahi muhtaç olmamak için sık sık ölümü arzulatıyor!
Çünkü yaşlılık, anlaşılmamaktır!
Anne, bunları düşünmekle haklı mıyım?
Çünkü insan yaşlandığında el üstünde tutulmalı değil mi?
Kanım canım dediğin ciğer paren evladın dahi sana evlatlık görevini yapmıyorsa,
Sen sofraya oturmadan herkes sofraya oturuyorsa,
Bu seni de üzmez mi?
İnsanın gücü kuvveti azaldığında, bu kadar değerden düşer mi?
Sohbet edildiğinde insana terbiye gereği söz hakkı verilmez mi?
Yaşlılar, her evin bereketi değil mi?
Yaşlılar, gelebilecek bela ve musibetlere karşı çelikten kalkan değil mi?
Yaşlılar, asır çınar ağacı gölgesi gibi pür gür olmak değil mi?
Anne yüzlerce kez binlerce kez hamdu senalar olsun!
Daha elden ayaktan düşmedim.
Daha henüz kimseye muhtaç olmadım.
Çok şükür her ihtiyacımı kendim karşılıyorum.
Bu da beni haddinden fazla mutlu ediyor!
Yerin göğün sahibi her şeye Kadir olan Allah’tan en büyük dilek ve niyazım
Son nefesime kadar beni hiç kimseye asla ve asla muhtaç etmesin!
Ve rahmetli babamın ruhunu kılı yağdan çeker gibi teslim etmeyi nasip etsin!
Çünkü çok duygusal olduğum için hiç kimseye muhtaç olmak istemiyorum!
İnşa Allah ömür miadım bittiğinde Allah beni ne otuz dokuz yıllık eşime ne de beş çocuğuma,
Hiç muhtaç etmez, etmez, etmez!
10/ Şubat/2025

İbrahim Halil Demir
Kayıt Tarihi : 10.2.2025 11:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!