1998 yılında Uludağ İlahiyat Fakültesinden mezun olan Yasir Bilgin, 2001 yılından beri Amerika'da ikamet etmekte olup psikoloji, dini çalışmalar, rehberlik, dinler ve kültürlerarası diyalog alanlarında faaliyet göstermektedir.
Yüzünü göremez oldum
Sesini duyamaz oldum
Gönül aynama baktım da
Sen misin seçemez oldum
Mazinin yamaçlarında gezer gözlerim
O günleri hep hasretle yad eder, özlerim
Zamanın sunduğu parlak emarelerle
Her dem şevk içinde es enfes râyihanla
Gönlümüze buketler içinde sunup gül
Talihin gülmese de çehresi hiç sana
Yetimliğin yaşı yok
Dermanının adı yok
Pîrim göçtü dünyadan
Günlerimin tadı yok
Acı ile büyür er
Zincirli gözler, bakarlar gölgelere
Temenna durur, taparlar perdelere
Işığı gören anlatsa cennetleri
Onu da alır atarlar hücrelere
(Plato'nun Mağara alegorisine atıfla)
Tebellür eden yüzlerde ötelerden izler vardı
Parıldayan gözlerde derinlerden hisler vardı
Sükuta mâil dillerde, gönüllerden sözler vardı
Ruhumun nağmelerinde o günlerden sesler vardı
Ölmeden ölmek gerek
Toprağa girmek gerek
Gözlerden yaş akıtıp
Sümbüller vermek gerek
Karşımda duruyor ruhu çekilmiş bir kadavra
İman diyor amma, iz yok emanetten civarda
Dilinde İslam mebzul gel gör ki gönül hovarda
Tek derdi davası var... güç, gerisi hep palavra
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!