Panayırın yerinde duran salıncak
Bir ileri bir geri sallanmakta
Çocuğun elinden düşen oyuncak
Kimsesizler mezarlığında
Her genç ağlar çocukluğunda
Sevgi görmezse oyuncaklardan
Yarım kalan acılar
Aşkın damarındalar
Bu bahçelerde güller
Erkenden solmaktalar
Dünden kalan zamanlar
Bir sevdada kalanlar
Bu gece son efkar gecesi
Yüreğinde dalgalanan
Bu gündüz son ölüm törpüsü
Vedanla anlamlanan
Bu sabah son seni düşünmem
Güneşin doğuşuyla savrulan
Karmakarışık sorular sorma bana
Soru sorarken bulamadığın cevaplarda
Noktalama işaretleri seçerken hiçbirini umursamıyorsun
Sen soruyu içten bir şekilde beni dinleyecek şekilde değil
Öylesine formalite icabı soruyorsun
1 saat sonra aynısını tekrar soracaksın
Güvenemedim gökyüzünün karanlığına
Bezginleştim bu his çukurunda
Saplanmanın en sancısında
Sana güvenmem gerekirken güvenemedim
Beni sevdin her zaman
Gözlerine bakınca aşk kırpıntıları gördüm
Senin adını sildim kelime haznemden bu gece
Ayın hiç parlamadığı gökyüzünün solduğu
Aşıkların ayrılma fikrine düştüğü bu gecede
Senin düşündüğüm harfleri sildim
Fotoğrafını resmini hiç gelmeyecek yerlere zindan ettim
Hepsi zifiriden de karanlık
Naptığını bilmediğin zamanlarda
Şüphelerin sallantıda
Batan güneşin ışığında
Yine hatırladım seni
Bir zamanın taşında
Belli kaldırım soğuğunda
Sonsuzluk yoluna seninle baş koymak isterim
Kaybolduğum günlerin arefesinde
Yeniden senle yaşama başlamak isterim
Feleğin tatlı acısıyla
Kaset kokan müziklerle
Hep seninle
Ben hep aynı kişiyle konuştum
Anlattım ona yaşamadığım anıları
Süzüldüm güneşin gölgesinde
Yalnız birini aradım telgraf hüznünde
Sadece birisine baktım bütün bakışlar anlamını yitirmişcesine
Her telefona senin sesini duyma umuduyla çıktım
Bir resmin var elimde
Dizlerimi demirleyen
Piksel piksel her karesi
Yüreğime işleyen
Bir resmin var elimde
Sözlerimi düğümleyen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!